Kuran-ı Kerim

Saff Suresi

Kuran-ı Kerim’in 61. suresi olan Saff Suresi 14 Ayettir. Medine'de nazil olmuştur. Saff Suresi Arapça-Türkçe okunuşu, Diyanet Türkçe Meali ve Fazileti

Kuran-ı Kerim’in 61. suresi olan Saff Suresi 14 Ayettir. Medine’de nazil olmuştur. Saff Suresi Arapça-Türkçe okunuşu, Diyanet Türkçe Meali ve Fazileti

Saff Suresi 

Kuran-ı Kerim’in 61. sûresidir, 14 ayetten oluşur. Medine’de inmiştir. Arapça saf sözcüğü “sıra, dizi” anlamını taşır. Sûrenin 4. ayetinde bu sözcük geçtiğinde sûre bu adla bilinir.

4. ayet şöyledir: “Kesindir ki Allah kendi yolunda saf bağlayıp sapasağlam bir yapı gibi durup vuruşanları sever”.

Sûrenin 6. ayetinde de Hz. İsa, kendinden sonra Hz. Muhammed’in peygamber olarak geleceğini müjdeler. Ayet şöyledir: “Meryem oğlu İsa, ‘Ey İsrailoğulları; ben size Allah’ın elçisiyim. Benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı, benden sonra gelecek olan Ahmet adında bir peygamberi de müjdeleyici olarak geldim’ demişti…”.

Ahmet ve Muhammed adları aynı kökten türemiştir ve “övgüye değer” anlamını taşır.

Saff Suresi Faziletleri ve Sırları

Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: “Her kim Saff Suresini okursa, kıyamet gününde İsa (Aleyhhisselam)‘ın arkadaşı olur.”(Kadı Beyzâvî, Beyzâvî Tefsir (Envârut-Tenzîl ve Esrârut-Te’vîl), 2/492)

Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) uyumadan önce Müsebbihat (İsra, Hadid, Haşr, Saff, Cuma, Teğagün ve A’la) Surelerini okurdu.(Ebu Davud, Edeb, 17; Tirmizi, Fedailül-Kur’an, 21)

70 defa okuyan kimse, aile huzursuzluğundan kurtulur.

Düşmanların şerrinden korunmak için 3 kere okunur.

Yolculukta okunursa, hırsızların şerrinden ve diğer tehlikelerden korunur.

Zengin olmak isteyen kişi, Saff Suresinin 8-9. ayetlerini okuyup dua etmelidir.

SAFF Suresi Arapça, Latin Harfli Okunuşu Ve Türkçe Meali

Bismillâhirrahmânirrahîm

Besmele

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…

1.
سَبَّحَ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ
Sebbeha lillahi ma fiyssemavati ve ma fiyl’ardı ve huvel’aziyzulhakiymu.
Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah’ı tespih eder. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

2.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا لِمَ تَقُولُونَ مَا لَا تَفْعَلُونَ
Ya eyyuhelleziyne amenu lime tekulune ma la tef’alune.
Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz?

3.
كَبُرَ مَقْتاً عِندَ اللَّهِ أَن تَقُولُوا مَا لَا تَفْعَلُونَ
Kebure makten ‘ındallahi en tekulu ma la tef’alune.
Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük gazap gerektiren bir iştir.

4.
إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الَّذِينَ يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِهِ صَفّاً كَأَنَّهُم بُنيَانٌ مَّرْصُوصٌ
İnnallahe yuhıbbulleziyne yukatilune fiy sebiylihi saffen keennehum bunyanun mersusun.
Hiç şüphe yok ki Allah, kendi yolunda, duvarları birbirine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak çarpışanları sever.

5.
وَإِذْ قَالَ مُوسَى لِقَوْمِهِ يَا قَوْمِ لِمَ تُؤْذُونَنِي وَقَد تَّعْلَمُونَ أَنِّي رَسُولُ اللَّهِ إِلَيْكُمْ فَلَمَّا زَاغُوا أَزَاغَ اللَّهُ قُلُوبَهُمْ وَاللَّهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِقِينَ
Ve iz kale musa likavmihi ya kavmi lime tu’zuneniy ve kad ta’lemune enniy resulullahi ileykum felemma zağu ezağallahu kulubehum vallahu la yehdiylkavmelfasikıyne.
Hani Mûsâ kavmine, “Ey kavmim! Allah’ın size gönderdiği peygamberi olduğumu bilip durduğunuz halde niçin bana eziyet ediyorsunuz?” demişti. Onlar yoldan sapınca, Allah ta kalplerini (doğru yoldan) saptırdı. Allah fasıklar topluluğunu hidayete erdirmez.

6.
وَإِذْ قَالَ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ يَا بَنِي إِسْرَائِيلَ إِنِّي رَسُولُ اللَّهِ إِلَيْكُم مُّصَدِّقاً لِّمَا بَيْنَ يَدَيَّ مِنَ التَّوْرَاةِ وَمُبَشِّراً بِرَسُولٍ يَأْتِي مِن بَعْدِي اسْمُهُ أَحْمَدُ فَلَمَّا جَاءهُم بِالْبَيِّنَاتِ قَالُوا هَذَا سِحْرٌ مُّبِينٌ
Ve iz kale ‘ıysebnu meryeme ya beniy israiyle inniy resulullahi ileykum musaddikan lima beyne yedeyye minettevrati ve mubeşşiren biresulin ye’tiy min ba’diy-ismuhu ahmedu felemma caehum bilbeyyinati kalu haza sıhrun mubiynun.
Hani, Meryem oğlu İsa, “Ey İsrailoğulları! Şüphesiz ben, Allah’ın size, benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek, Ahmed adında bir peygamberi müjdeleyici (olarak gönderdiği) peygamberiyim” demişti. Fakat (İsa) onlara apaçık mucizeleri getirince, “Bu, apaçık bir sihirdir” dediler.

7.
وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَى عَلَى اللَّهِ الْكَذِبَ وَهُوَ يُدْعَى إِلَى الْإِسْلَامِ وَاللَّهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ
Ve men azlenu mimmeniftera ‘alellahilkezibe ve huve yud’a ilel’islami vallahu la yehdiylkavmezzalimiyne.
Kim, İslam’a davet olunduğu halde Allah’a karşı yalan uydurandan daha zalimdir? Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.

8.
يُرِيدُونَ لِيُطْفِؤُوا نُورَ اللَّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَاللَّهُ مُتِمُّ نُورِهِ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ
Yuriydune liyutfiu nurallahi biefvahihim vallahu mutimmu nurihi velev kerihelkafirune.
Onlar ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kafirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır.

9.
هُوَ الَّذِي أَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدَى وَدِينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّينِ كُلِّهِ وَلَوْ كَرِهَ الْمُشْرِكُونَ
Huvelleziy ersele resulehu bilhuda ve diynilhakkı liyuzhirehu ‘aleddiyni kullihi velev kerihelmuşrikune.
O, kendisine ortak koşanlar hoşlanmasa da, dinini bütün dinlere üstün kılmak için peygamberini hidayet ve hak din ile gönderendir.

10.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا هَلْ أَدُلُّكُمْ عَلَى تِجَارَةٍ تُنجِيكُم مِّنْ عَذَابٍ أَلِيمٍ
Ya eyyuhelleziyne amenu hel edullukum ‘ala ticaretin tunciykum min ‘azabin eliymin.
Ey iman edenler! Sizi elem dolu bir azaptan kurtaracak bir ticaret göstereyim mi size?

11.
تُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ وَتُجَاهِدُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ بِأَمْوَالِكُمْ وَأَنفُسِكُمْ ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُمْ تَعْلَمُونَ
Tu’minune billahi ve resulihi ve tucahidune fiy sebiylillahi biemvalikum ve enfusikum zalikum hayrun lekum in kuntum ta’lemune.
Allah’a ve peygamberine inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihat edersiniz. Eğer bilirseniz, bu sizin için çok hayırlıdır.

12.
يَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَيُدْخِلْكُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ وَمَسَاكِنَ طَيِّبَةً فِي جَنَّاتِ عَدْنٍ ذَلِكَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ
Yağfir lekum zunubekum ve yudhılkum cennatin tecriy min tahtihel’enharu ve mesakine tayyibeten fiy cennati ‘adnin zalikelfevzul’azıymu.
(Bunu yapınız ki) Allah, günahlarınızı bağışlasın, sizi içinden ırmaklar akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki güzel meskenlere koysun. İşte bu büyük başarıdır.

13.
وَأُخْرَى تُحِبُّونَهَا نَصْرٌ مِّنَ اللَّهِ وَفَتْحٌ قَرِيبٌ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِنِينَ
Ve uhra tuhıbbuneha nasrun minallahi ve fethun kariybun ve beşşirilmu’miniyne.
Seveceğiniz başka bir kazanç daha var: Allah’tan bir yardım ve yakın bir fetih (Mekke’nin fethi). (Ey Muhammed!) Mü’minleri müjdele!

14.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا كُونوا أَنصَارَ اللَّهِ كَمَا قَالَ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ لِلْحَوَارِيِّينَ مَنْ أَنصَارِي إِلَى اللَّهِ قَالَ الْحَوَارِيُّونَ نَحْنُ أَنصَارُ اللَّهِ فَآَمَنَت طَّائِفَةٌ مِّن بَنِي إِسْرَائِيلَ وَكَفَرَت طَّائِفَةٌ فَأَيَّدْنَا الَّذِينَ آَمَنُوا عَلَى عَدُوِّهِمْ فَأَصْبَحُوا ظَاهِرِينَ

Ya eyyuhelleziyne amenu kunu ensarallahi kema kale ‘ıysebnu meryeme lilhavariyyiyne men ensariy ilellahi kalelhavariyyune nahnu ensarullahi feamenet taifetun min benuy israiyle ve keferet taifetun feeyyednelleziyne amenu ‘ala ‘aduvyihim feasbehu zahiriyne.

Ey iman edenler! Allah’ın yardımcıları olun. Nasıl ki Meryem oğlu İsa da havarilere, “Allah’a giden yolda benim yardımcılarım kimdir?” demişti. Havariler de, “Biz Allah’ın yardımcılarıyız” demişlerdi. Bunun üzerine İsrailoğullarından bir kesim inanmış, bir kesim de inkar etmişti. Nihayet biz inananları, düşmanlarına karşı destekledik. Böylece üstün geldiler.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün