Kuran-ı Kerim

Nebe Suresi

Kuran-ı Kerim'in 78. suresi olan Nebe Suresi, Mekke'de nazil olmuştur ve 40 ayettir. Nebe Suresi Anlamı, Arapça-Türkçe okunuşu ve Diyanet Meali

Kuran-ı Kerim’in 78. suresi olan Nebe Suresi, Mekke’de nazil olmuştur ve 40 ayettir. Nebe Suresi Anlamı, Arapça-Türkçe okunuşu ve Diyanet Meali

Nebe Suresi, Mekke döneminde inmiştir. 40 ayetten oluşmaktadır. Nebe Sûresi, adını ikinci âyette geçen “en-Nebe” kelimesinden almıştır. Nebe, haber anlamına gelmektedir. Kuran-ı Kerimde sure sıralamasına göre 78. suredir. İkindi namazından sonra okunmasında oldukça faziletleri vardır.

78. Sure Nebe (Amme) Suresi

Hakkında Kısa Bilgi

“Nebe” kelimesi haber anlamına gelmektedir. Surenin ikinci ayetinde geçen bu kelimeden dolayı Nebe Suresi adını almıştır.

Bu surede kastedilen haber, kıyametin ne zaman kopacağının haberidir. Bazı kaynaklarda, “Amme ye-tesâelûn” adıyla da anılmıştır.

Bunların dışında “Amme, Tesâül, Mu’sırat” adlarıyla da anılmaktadır.

Kuran-ı Kerim’in bu sureyle başlayan ve son cüzünü (30. cüz) meydana getiren 37 surenin yer aldığı kısım “Amme cüzü” diye de bilinir. 40 ayetten oluşan Nebe suresi, Mekke’de inmiştir. Mushaftaki sıralamada 78., nüzul sırasına göre ise 80. suredir.

NEBE SURESİ veya (Amme Suresi)

Kur’an-ı Kerim’in yetmiş sekizinci suresi. Kırk ayet, yüz yetmiş üç kelime ve yedi yüz yetmiş harften ibarettir. Fasılası “elif ‘, “mim” ve “nun” harfleridir. Mekkî surelerden olup, Mearic süresinden sonra nazil olmuştur. Adını “Kıyamet ve ahiret gününden haber” anlamındaki, “en-Nebe”‘ kelimesinden almıştır.

Surenin temel konuları: İnsana verilen nimetler, Yeryüzünün yaratılışı, Kıyametin bazı sahneleri, İnkarcıların maruz kalacağı azaplar, Cennet nimetleri, Cebrail (Ruh) ve meleklerin saf tutuşu.

Abdurrahman El Ussi

AMME (NEBE) SURESİ 31-40 Ayetler Sesli Dinle

“innelil muttakine”


[divide style=”dashs” icon=”square” width=”medium”]

NEBE SURESİ  – AMME SURESİ

Kıyâmet haberlerini ihtivâ ettiği için sûreye bu mânâya gelen Sûret-ün-Nebe’ denilmiştir. Amme kelimesi ile başladığı için Amme sûresi de denir. Sûrede; Allahü teâlânın insanlara olan eşsiz lütufları, kıyâmet günü ve o gün meydana gelecek hâdiseler, Cehennem’in şiddeti ve Cehennemlikler, Allahü teâlâya hesap verdikten sonra kâfirlerin pişmanlıkları bildirilmektedir. (Senâullah Dehlevî, Abdülazîz Dehlevî, İbn-i Abbâs)

Allahü teâlâ Nebe’ sûresinde meâlen buyuruyor ki:

Muhakkak ki, Cehennem (melekler tarafından kâfirleri) bir gözetleme yeridir. Kâfir için bir dönüş yeridir. Nice devirler boyunca içinde kalacaklar. Orada ne bir serinlik tadacaklar, ne de içilecek bir şey! Bir kaynar su ve irin içecekler. (Nebe Suresi – Âyet: 21-26)

Nebe’ sûresini okuyan, îmânsız gitmekten emin olur. Allahü teâlâ onun rızkını genişletir, kendisine bol mükâfât verir. O kimse ölmeden Cennet’teki yerini görür. (Hadîs-i şerîf-Kâdı Beydâvî Tefsîri)

Nebe (Amme) Suresi Fazileti

Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Nebe Suresini öğreniniz ve öğretiniz. Bu sureyi okuyan kimseye Allah’u Teala kıyamet gününde Kevser şarabından içirir.”(Bursevi, Ruhul-Beyan, 10/313; Gümüşhanevi, Ramuzul-Ehadis, 5462)

“İkindi namazından sonra Nebe suresini (vird olarak) okursa, Allah’u Teala o kimsenin rızkını artırır (kazancına bereket ihsan eder), Ona dünya dağları ağırlığınca iyilikler yazılır. Kıyamet günü yüce Allah her bir kılını nurlu kılar. Dünyadan cennetteki makamını görmeden de çıkmaz.”(Ebûl-Leys Semerkandî, Tefsirul-Kur’ân, 6/362)

Kutbuddin İzniki (Rahimehullah) buyurdu ki: “Nebe suresini güneş doğarken okuyan kimse, bütün afetlerden emin olur. Onu sabahın herhangi bir saatinde okuyan kimse için 70.000 melek istiğfarda bulunur.”

Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: “Nebe Suresini öğreniniz ve öğretiniz.

Her türlü sıkıntının yok olması için okunur.

Bu sureyi okuyan kişi, hırsız ve kötü insanların kötülüklerine karşı muhafaza edilir.

Nebe suresini ikindiden sonra okuyan, dünya ve ahiret saadetine nail olur, kıyamet azabını hafifletir.

Bu sure herhangi bir şeyin üzerine okunur ve bir yere emanet edilirse, o şey bi-iznillah çalınıp kaybolmaz.

Nebe (Amme) suresini okuyan kimseye Allah’u Teala kıyamet gününde Kevser şarabından içirir.

Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: “İkindi namazından sonra Nebe suresini (vird olarak) okursa,  Allah’u Teala o kimsenin rızkını artırır (kazancına bereket ihsan eder), Ona dünya dağları ağırlığınca iyilikler yazılır. Kıyamet günü yüce Allah her bir kılını nurlu kılar. Dünyadan cennetteki makamını görmeden de çıkmaz.”

Kutbuddin İzniki (Rahimehullah) buyurdu ki: “Nebe suresini güneş doğarken okuyan kimse, bütün afetlerden emin olur. Onu sabahın herhangi bir saatinde okuyan kimse için 70.000 melek istiğfarda bulunur.”

Her gün, ikindi namazından sonra bu süreyi okuyan;

İmânsız gitmekten emin olur, imanı kuvvetlenir..

Allahü Teala, o kuluna, dünyadaki dağlar sayısınca sevap yazar.

Nebe (Amme) suresini okuyan kimsenin rızkını artırır, Allah-u Teala kazancına bereket ihsan eder.

 

İkindi Namazından Sonra Okunan Aşir

İkindi Namazından Sonra;

Amme (Nebe) Suresi 31 – 40 Ayetleri

Zemahşeri ve Beyzavi’ye göre ‘Amme Yetesâelûne’ ile başlayan Nebe Sûresi’ni kim okursa, Allah kıyamet gününde ona soğuk bir içecek içirir. Kim Nebe Sûresi’ni ikindi namazından sonra okursa Allah onun rızkını genişletir. Ona dünya dağları ağırlığınca iyilikler yazılır. Kıyamet günü Yüce Allah her bir kulunu nurlu kılar. Dünyadan cennetteki makamını görmeden de çıkmaz.

“İnne lil muttekîne mefâzâ.Hadâika ve a’nâbâ.Ve kevâıbe etrâbâ.Ve ke’sen dihâkâ.Lâ yes’meûne fîhâ lagven ve lâ kizzâbâ.Cezâen min rabbike atâen hısâbâ.Rabbis semâvâti vel ardı ve mâ beynehumer rahmâni lâ yemlikûne minhu hitâbâ.Yevme yekûmur rûhu vel melâiketu saffâ(saffen), lâ yetekellemûne illâ men ezine lehur rahmânu ve kâle sevâbâ.Zâlikel yevmul hakk(hakku), femen şâettehaze ilâ rabbihî meâbâ.İnnâ enzernâkum azâben karîbâ(karîben), yevme yenzurul mer’u mâ kaddemet yedâhu ve yekûlul kâfiru yâ leytenî kuntu turâbâ.”

Sadakallahül Azim

Amme (Nebe) Suresi 31 – 40 Ayetleri
Amme (Nebe) Suresi 31 – 40 Ayetleri

 

Kabe imamı Şureym  Nebe (Amme) Suresi Dinle

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِِ

Nebe Suresi Arapça, Latin Harfli Okunuşu Ve Türkçe Meali

Bismillâhirrahmânirrahîm

Besmele

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…

عَمَّ يَتَسَاءلُونَ ﴿١﴾

Nebe (Amme) Suresi 1. Ayet: Amme yetesâelûn(yetesâelûne).
Meali : Birbirlerine neyi soruyorlar?

عَنِ النَّبَإِ الْعَظِيمِ ﴿٢﴾

Nebe (Amme) Suresi 2. Ayet: Anin nebeil azîm(azîmi).
Meali : Büyük haberden.

الَّذِي هُمْ فِيهِ مُخْتَلِفُونَ ﴿٣﴾

Nebe (Amme) Suresi 3. Ayet: Ellezî hum fîhi muhtelifûn(muhtelifûne).
Meali : Ki onlar, onun hakkında ihtilâf içindeler.

كَلَّا سَيَعْلَمُونَ ﴿٤﴾

Nebe (Amme) Suresi 4. Ayet: Kellâ se ya’lemûn(ya’lemûne).
Meali : Hayır, yakında bilecekler.

ثُمَّ كَلَّا سَيَعْلَمُونَ ﴿٥﴾

Nebe (Amme) Suresi 5. Ayet: Summe kellâ se ya’lemûn(ya’lemûne).
Meali : Sonra, hayır yakında bilecekler.

أَلَمْ نَجْعَلِ الْأَرْضَ مِهَادًا ﴿٦﴾

Nebe (Amme) Suresi 6. Ayet: E lem nec’alil arda mihâdâ(mihâden).
Meali : Arzı döşek kılmadık mı?

وَالْجِبَالَ أَوْتَادًا ﴿٧﴾

Nebe (Amme) Suresi 7. Ayet: Vel cibâle evtâdâ(evtâden).
Meali : Ve dağları (yeri sabit tutan) kazıklar (yapmadık mı?)

وَخَلَقْنَاكُمْ أَزْوَاجًا ﴿٨﴾

Nebe (Amme) Suresi 8. Ayet: Ve halaknâkum ezvâcâ(ezvacen).
Meali : Ve Biz, sizi çift olarak yarattık.

وَجَعَلْنَا نَوْمَكُمْ سُبَاتًا ﴿٩﴾

Nebe (Amme) Suresi 9. Ayet:  Ve cealnâ nevmekum subâtâ(subâten).
Meali : Ve uykunuzu dinlenme zamanı kıldık.

وَجَعَلْنَا اللَّيْلَ لِبَاسًا ﴿١٠﴾

Nebe (Amme) Suresi 10. Ayet: Ve cealnâl leyle libâsâ(libâsen).
Meali : Ve geceyi libas (örtü) kıldık.

وَجَعَلْنَا النَّهَارَ مَعَاشًا ﴿١١﴾

Nebe (Amme) Suresi 11. Ayet: Ve cealnân nehâre meâşâ(meâşen).
Meali : Ve gündüzü maişet (geçim) zamanı kıldık.

وَبَنَيْنَا فَوْقَكُمْ سَبْعًا شِدَادًا ﴿١٢﴾

Nebe (Amme) Suresi 12. Ayet: Ve beneynâ fevkakum seb’an şidâdâ(şidâden).
Meali : Ve sizin üstünüzde sağlam (kuvvetli) yedi kat bina ettik.

وَجَعَلْنَا سِرَاجًا وَهَّاجًا ﴿١٣﴾

Nebe (Amme) Suresi 13. Ayet: Ve cealnâ sirâcen vehhâcâ(vehhâcen).
Meali : Ve (orada) pırıl pırıl ışık saçan bir kandil yaptık.

وَأَنزَلْنَا مِنَ الْمُعْصِرَاتِ مَاء ثَجَّاجًا ﴿١٤﴾

Nebe (Amme) Suresi 14. Ayet: Ve enzelnâ minel mu’sırâti mâen seccâcâ(seccâcen).
Meali : Ve yağmur bulutlarından şarıl şarıl akan su indirdik.

لِنُخْرِجَ بِهِ حَبًّا وَنَبَاتًا ﴿١٥﴾

Nebe (Amme) Suresi 15. Ayet: Li nuhrice bihî habben ve nebâtâ(nebâten).
Meali : Onunla taneler ve nebatlar çıkaralım diye.

وَجَنَّاتٍ أَلْفَافًا ﴿١٦﴾

Nebe (Amme) Suresi 16. Ayet: Ve cennâtin elfâfâ(elfâfen).
Meali : Sarmaş dolaş olmuş (içiçe) bağlar ve bahçeler (oluşsun diye).

إِنَّ يَوْمَ الْفَصْلِ كَانَ مِيقَاتًا ﴿١٧﴾

Nebe (Amme) Suresi 17. Ayet: İnne yevmel faslı kâne mîkâtâ(mîkâten).
Meali : Muhakkak ki fasıl (ayrılma) günü, (önceden) tayin edilmiş bir vakitti.

يَوْمَ يُنفَخُ فِي الصُّورِ فَتَأْتُونَ أَفْوَاجًا ﴿١٨﴾

Nebe (Amme) Suresi 18. Ayet: Yevme yunfehu fîs sûri fe te’tûne efvâcâ(efvâcen).
Meali : Sur’a üflendiği gün artık siz bölük bölük geleceksiniz.

وَفُتِحَتِ السَّمَاء فَكَانَتْ أَبْوَابًا ﴿١٩﴾

Nebe (Amme) Suresi 19. Ayet: Ve futihatis semâu fe kânet ebvâbâ(ebvâben).
Meali : Ve sema açılmış, böylece kapılar oluşmuştur.

وَسُيِّرَتِ الْجِبَالُ فَكَانَتْ سَرَابًا ﴿٢٠﴾

Nebe (Amme) Suresi 20. Ayet: Ve suyyiratil cibâlu fe kânet serâbâ(serâben).
Meali : Ve dağlar yürütülmüş, böylece serap olmuştur.

إِنَّ جَهَنَّمَ كَانَتْ مِرْصَادًا ﴿٢١﴾

Nebe (Amme) Suresi 21. Ayet:

İnne cehenneme kânet mirsâdâ(mirsâden).
Meali : Muhakkak ki cehennem mirsad olmuştur.

لِلْطَّاغِينَ مَآبًا ﴿٢٢﴾

Nebe (Amme) Suresi 22. Ayet: Lit tâgîne meâbâ(meâben).
Meali : Azgınlar için meab (sığınılacak yer) olarak.

لَابِثِينَ فِيهَا أَحْقَابًا ﴿٢٣﴾

Nebe (Amme) Suresi 23. Ayet: Lâbisîne fîhâ ahkâbâ(ahkâben).
Meali : (Onlar) orada bütün zamanlar boyunca kalacak olanlardır.

لَّا يَذُوقُونَ فِيهَا بَرْدًا وَلَا شَرَابًا ﴿٢٤﴾

Nebe (Amme) Suresi 24. Ayet: Lâ yezûkûne fîhâ berden ve lâ şerâbâ(şerâben).
Orada bir serinlik ve bir içecek tatmazlar.

إِلَّا حَمِيمًا وَغَسَّاقًا ﴿٢٥﴾

Nebe (Amme) Suresi 25. Ayet: İllâ hamîmen ve gassâkâ(gassâkan).
Meali : Gassak (irin) ve hamimden (kaynar su) başka.

جَزَاء وِفَاقًا ﴿٢٦﴾

Nebe (Amme) Suresi 26. Ayet: Cezâen vifâkâ(vifâkan).
Uygun bir ceza (karşılık) olarak.

إِنَّهُمْ كَانُوا لَا يَرْجُونَ حِسَابًا ﴿٢٧﴾

Nebe (Amme) Suresi 27. Ayet: İnnehum kânû lâ yercûne hısâbâ(hısâben).
Meali : Muhakkak ki onlar bir hesap ummuyorlardı.

وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا كِذَّابًا ﴿٢٨﴾

Nebe (Amme) Suresi 28. Ayet: Ve kezzebû bi âyâtinâ kizzâbâ(kizzâben).
Meali : Ve âyetlerimizi tekzip ederek yalanladılar.

وَكُلَّ شَيْءٍ أَحْصَيْنَاهُ كِتَابًا ﴿٢٩﴾

Nebe (Amme) Suresi 29. Ayet: Ve kulle şey’in ahsaynâhu kitâbâ(kitâben).
Meali : Ve Biz, herşeyi yazarak saydık (tespit ettik).

فَذُوقُوا فَلَن نَّزِيدَكُمْ إِلَّا عَذَابًا ﴿٣٠﴾

Nebe (Amme) Suresi 30. Ayet: Fe zûkû fe len nezîdekum illâ azâbâ(azâben).
Meali : Haydi (azabı) tadın! Size artık azaptan başkasını artırmayacağız.

إِنَّ لِلْمُتَّقِينَ مَفَازًا ﴿٣١﴾

Nebe (Amme) Suresi 31. Ayet: İnne lil muttakîne mefâzâ(mefâzen).
Meali : Muhakkak ki, muttakiler (takva sahipleri) için kurtuluş (ve kazanç) vardır.

حَدَائِقَ وَأَعْنَابًا ﴿٣٢﴾

Nebe (Amme) Suresi 32. Ayet: Hadâika ve a’nâbâ(a’nâben).
Meali : Bahçeler ve üzüm bağları vardır.

وَكَوَاعِبَ أَتْرَابًا ﴿٣٣﴾

Nebe (Amme) Suresi 33. Ayet: Ve kevâıbe etrâbâ(etrâben).
Meali : Ve aynı yaşta, şahane endamlı genç kızlar.

وَكَأْسًا دِهَاقًا ﴿٣٤﴾

Nebe (Amme) Suresi 34. Ayet: Ve ke’sen dihâkâ(dihâkan).
Meali : Ve içi dolu kadehler vardır.

لَّا يَسْمَعُونَ فِيهَا لَغْوًا وَلَا كِذَّابًا ﴿٣٥﴾

Nebe (Amme) Suresi 35. Ayet: Lâ yesmeûne fîhâ lagven ve lâ kizzâbâ(kizzâben).
Meali : Orada boş söz ve yalan işitmezler.

جَزَاء مِّن رَّبِّكَ عَطَاء حِسَابًا ﴿٣٦﴾

Nebe (Amme) Suresi 36. Ayet: Cezâen min rabbike atâen hısâbâ(hısâben).
Meali : (Bunlar) Rabbin tarafından, hesaba karşılık verilen mükâfattır (ihsanlardır).

رَبِّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا الرحْمَنِ لَا يَمْلِكُونَ مِنْهُ خِطَابًا ﴿٣٧﴾

Nebe (Amme) Suresi 37. Ayet: Rabbis semâvâti vel ardı ve mâ beynehumâr rahmâni lâ yemlikûne minhu hitâbâ(hitâben).
Meali : (Allah) göklerin ve yerin ve onların arasında bulunanların Rahmân olan Rabbidir. (Hiç kimse) ondan bir hitaba mâlik değildir.

يَوْمَ يَقُومُ الرُّوحُ وَالْمَلَائِكَةُ صَفًّا لَّا يَتَكَلَّمُونَ إِلَّا مَنْ أَذِنَ لَهُ الرحْمَنُ وَقَالَ صَوَابًا ﴿٣٨﴾

Nebe (Amme) Suresi 38. Ayet: Yevme yekûmur rûhu vel melâiketu saffâ(saffen), lâ yetekellemûne illâ men ezine lehur rahmânu ve kâle sevâbâ(sevâben).
Meali : O gün, ruh (devrin imamının ruhu) ve (arşı tutan) melekler, saf saf hazır bulunurlar. Rahmân’ın kendisine izin verdiği kişiden başka kimse konuşamaz. Ve (izin verilen) sadece sevap söylemiştir.

ذَلِكَ الْيَوْمُ الْحَقُّ فَمَن شَاء اتَّخَذَ إِلَى رَبِّهِ مَآبًا ﴿٣٩﴾

Nebe (Amme) Suresi 39. Ayet: Zâlikel yevmul hakku, fe men şâettehaze ilâ rabbihî meâbâ(meâben).
Meali : İşte o gün (mürşidin eli Hakk’a ulaşmak üzere öpüldüğü ve ona tâbî olunduğu gün), Hakk günüdür. Dileyen (Allah’a ulaşmayı dileyen) kişi, kendisine Rabbine ulaştıran (yolu, Sıratı Mustakîm’i) yol ittihaz eder. (Allah’a ulaşan kişiye Allah) meab (sığınak, melce) olur.

إِنَّا أَنذَرْنَاكُمْ عَذَابًا قَرِيبًا يَوْمَ يَنظُرُ الْمَرْءُ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ وَيَقُولُ الْكَافِرُ يَا لَيْتَنِي كُنتُ تُرَابًا ﴿٤٠﴾

Nebe (Amme) Suresi 40. Ayet: İnnâ enzernâkum azâben karîbâ(karîben), yevme yanzurul mer’u mâ kaddemet yedâhu ve yekûlul kâfiru yâ leytenî kuntu turâbâ(turâben).
Meali : Muhakkak ki, sizi yakın bir azapla uyardık. O gün kişi, elleri ile takdim ettiği şeye bakacak. Ve kâfir olan: “Keşke ben toprak olsaydım.” diyecek.

 

İlgili Diğer Konular

 

Nukteler.com’u Facebook’tan takip etmeyi unutmayın!

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün