İslam

Fıkıh nedir? İslam’da Fıkıh ilmi ne demektir?

Fıkıh, genellikle İslam Hukuku’nu belirtmek amacı ile kullanılan bir sözcüktür. Arapça kökenli bu kelime oldukça geniş bir anlama sahiptir.

Peki, fıkıh ne demek? Fıkıh TDK anlamı nedir? Fıkıh kelimesinin kökeni ne, kaç anlamı var? Din Kültürü ve İslam dinine göre ne anlama geliyor? Fıkıh ilmi ile uğraşan kişiye ne denir? Fıkıh ilminin metodu nedir?

Fıkıh kelimesi Kuran’da geçiyor mu? Fıkıh ilminin amacı nedir? Fıkıh kelimesinin cümle içerisinde doğru kullanım örnekleri ve yazılışı nasıldır? İşte fıkıh ile ilgili merak edilen tüm bu soruların detaylı ve kısa cevapları…

Gündelik hayatımızda sıklıkla karşılaştığımız ve İslam literatüründe önemli bir anlamı olan Fıkıh, genellikle İslam Hukuku’nu belirtmek amacı ile kullanılan bir sözcüktür. Arapça kökenli bu kelime oldukça geniş bir anlama sahiptir.

Fıkıh Nedir?

Arapça kökenli Fıkıh (Arapça: فقه) kelimesi; anlayış, anlayış tarzı veya derinliği anlamına gelen, terim olarak İslami kanunların teorik ve pratik uygulama (fetva) çalışmalarına verilen ismi ifade etmektedir. Bu sözcüğün yalın anlamı “Bir şeyin özüne inmek ve bu şeyin tüm inceliklerini anlamak, kavramak” manasındadır.

Fıkıh hem bir davranış biçimini hem de dinin hukuk kurallarını temsil etmek için kullanılabilmektedir. Çoğunlukla bir ilim olarak kabul edilmektedir ve fıkıh ile uğraşan kişilere de fakih adı verilmektedir.

İslam’da fıkıh, Kuran’ın öğretilerine ve Peygamber’in geleneklerine dayanan İslam hukuku teorisi veya felsefesidir.

İslam’a göre fıkıh, ibadetlerin, sünnet uygulamalarının ve Kur’an’ın birincil kaynaklarından türetilen sosyal hukukçuluk gibi şeriatın pratik düzenlemeleri ve kuralları ile ilgilenen dinamik disiplinlerden biri olan “İslam fıkhı” olarak bilinir.

Fıkıh kelimesi Kur’ân-ı Kerîm’de 20 yerde çeşitli fiil kalıplarıyla geçmektedir. Genelde “bir şeyi iyi ve tam anlamak, kavramak, bir şeyin hakikatini bilmek ve akletmek” gibi anlamlarda kullanılır.

Başka bir deyişle, fıkıh, İslam’ın hukuki boyutu ve şeriat kanunlarının artan genişlemesidir. Fıkıh, en iyi şekilde İslam dininde “İlahi Hukuk bilimi”nin incelenmesi olarak tanımlanabilir. Allah’ın vahyinin, Kuran ayetlerinin metodolojilerini ve uygulamalarını, farklı kültür ve gelenekler bağlamında farklı yaklaşımları benimser ve gelişir. Allah’ın iradesini ve O’nun rehberliğini bireysel, toplumsal, kültürel ve uygarlık ortamları arasında anlamak ve uygulamak için hukukçuların çabalarını tasavvur eder.

Fıkıh, Hicretle birlikte İslamiyet’in ilk dönemlerinde çaba ile öğrenilebilen dini bilgilere verilen genel ad idi. Ancak zaman içerisinde yalnızca din ve dünya kanunlarını kapsayan hukuksal bir terim haline dönüşmüştür.

Fıkıh üç ana kısma ayrılır:

  1. Muamelat (İşlemler); Geniş anlamıyla fıkhın ibadetler dışında kalan kısmını, dar anlamıyla daha çok mal varlığına ilişkin hükümleri ifade eden terimdir.
  2. Ukubat (Yaptırımlar/Cezalar); İslâm hukukunda şer‘î olarak belirlenmiş yahut yetkililerin takdirine bırakılmış bütün cezaları ve ibâdât ile muâmelâtla birlikte fürû-i fıkhın temel üç bölümünden birini ifade eden terimdir.
  3. İbadat (ibadetler); Müslümanların amelî hayatlarındaki hareket ve uygulamaları, maddi ve manevi olarak yapılan kulluk görevleridir.

Fıkıh TDK Anlamı

Fıkıh kelime anlamı için Türk Dil Kurumu Sözlüğünde ayrı iki açıklama yer almaktadır. Bu kapsamda açıklamalardan biri eski bir öğrenme biçimi, diğeri ise din bilgisi kapsamında yapılmıştır. TDK tarafından fıkıh için verilen açıklamalar şu şekildedir:

  • Bir şeyi gerektirdiği şekilde, iyice anlamak ve bilmek.
  • İslam Hukuku’nda yer alan din ve toplum kurallarının bütünü.
  • Sünni İslam dört hukuk veya fıkıh okuluna ayrılmıştır (dini hukuk): Hanefi, Şafi, Maliki ve Hanbeli.

Usul-i fıkıh Ne Demek?

Usul-i fıkıh (Fıkıh Usulü), Kur’an ve Sünnet’i anlamamıza yardımcı olan çeşitli araştırma yöntem ve ilkelerini açıklayan ve onlardan nasıl yararlanılacağını gösteren bilgi bütünüdür.

İkinci olarak usûl-i fıkıh, bizim için şeriatta delilin ne olduğunu, neden delil olarak kabul edildiğini ve özellikle anlam bakımından belirsiz olduklarında veya birbirleriyle çelişiyor göründüklerinde delillerle nasıl düzgün çalışılacağının anlaşılmasını ana hatlarıyla belirtir.

Üçüncüsü, bize Kur’an ve Sünnet’ten hükümler çıkarabileceğimiz uygun yolları öğretir.

Bir fiilin;

  • Haram (Yasak)
  • Mekruh (Sevilmeyen)
  • Vacip (Zorunlu)
  • Mendub, Müstehab (Tavsiye edilen)
  • Mubah (İzin verilebilir)

olup olmadığını belirleyerek insan fiiline, davranışlarına rehberlik eden hükümleri içerir. Usûl fıkıhta fıkıh usulü ve küllî kaideler manalarında kullanılır. Bu tanıma göre fıkıh usûlünü kullanarak fıkhî bir mesele hakkında, deliller yoluyla, bir karara varılabilir.

Fıkhü’l-Hadis nedir?

Fıkıh kelimesi sözlükte “sözün mâna ve maksadını anlamak”, hadis de “söz” anlamına gelir. Buna göre “fıkhü’l-hadîs”, “herhangi bir sözden onu söyleyenin ne demek istediğini anlamak ve kavramak” demektir. Fıkıh burada lâfzî anlamını ifade eder, yani anlayış ve hadis teknik anlamda kullanılır.

Fıkhü’l-Hadis (فقه الحديث), hadisin manasını izah etmenin yanında doğru anlaşılmasıyla da ilgili bir ilimdir.

Nitekim bu kelime Kur’ân-ı Kerîm’de bu anlamda kullanılmıştır;

Nerede olursaniz olun, sağlam kaleler içinde bulunsanız bile, ölüm size yetişecektir. Onlara bir iyilik gelirse: “Bu Allah’tandır” derler, bir kötülüğe uğrarlarsa “Bu, senin tarafındandır” derler. De ki: “Hepsi Allah’tandır”. Bunlara ne oluyor ki, hiçbir sözü anlamaya yanaşmıyorlar? (Nisâ Sûresi 78. Ayet)

Hadislerde fıkh ve tefakkuh “iyi anlamak, din ve Kur’an konularında bilgi sahibi olmak” anlamında kullanılmıştır.

Fürû-i fıkıh nedir?

Fürû-i fıkıh, fıkıh usulü uygulamasının ve ilahî iradeyi anlamaya yönelik beşerî çabanın toplam ürünüdür. Fürû aynı zamanda fıkıhta, fıkıh usulünü uygulayarak (içtihat ederek) ortaya konan ve amel (uygulama) ile ilgili olan kurallar ve hükümlerdir.

Fürû kelimesi, sözlükte “bir şeyin üst tarafı; dal, kol, şube” anlamına gelen fer’in çoğuludur. Fer’î deliller (Fürû-i fıkıh); kısaca İslam hukukunda bir hükmün bina edileceği delillerdir.

Fakih kimdir?

Fakih kelime anlamı olarak; bir şeyi iyi bilen, iyi anlayan kimse” anlamına gelir.

İslam fıkhının ilkelerini kullanarak fıkıhla ilgilenen kişiye fâkih yada ‘fıkıh âlimi’ denir. Bir fakih bir durum için Fıkıh yapmak isterse, araştırmasında şeriatın sağladığı 4 İslam fıkhının (mezhebinin) kaynağını incelemesi gerekir, o zaman bu durumla ilgili kurallarını açıklayabilir.

Fıkıh ilmi hangi konuları ele alır?

Fıkıh ilmi, kişinin Allah’a karşı ibadet yükümlülüğünü, helal haram ölçüsünü ve kişiler arası ilişkileri inceler. Fıkıh ilminin temel kaynaklarını Kur’an, sünnet, icma ve kıyas oluşturmaktadır.

Fıkhın konusu nedir?

Fıkıh genellikle şeriatın insan anlayışı ve uygulamaları olarak tanımlanır. Bu, Kur’an ve Sünnet’te (İslam peygamberi Hz. Muhammed sav ve arkadaşlarının öğretileri ve uygulamaları) açıklandığı şekliyle ilahi İslam hukukunun insan anlayışıdır.

Şeriat ve fıkıh arasındaki fark nedir?

Şeriat, Allah’ın verdiği ilahi kanun ve değerlerin tamamıdır. Fıkıh, Müslüman hukukçular tarafından İslam hukukunun kaynaklarından çıkarılan kanunlardır.

Bir Müslüman İçin Fıkıh Neden Önemlidir?

Fıkıh, her Müslüman için önemlidir, çünkü İslam dinini anlamadaki önemi ve mükemmelliği Kuran ve Sünnet’te açıkça belirtilmiştir.

Her şeyden önce, bir Müslüman için Cenab-ı Hakk’ın nimetlerini kazanmaktan daha önemli bir şey yoktur ve İslam fıkhını (fıkıh) öğrenen kimseye Cenab-ı Hak, ona nimetlerini bahşeder.

Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Allah kimin için hayır dilerse onu dinde fakih kılar” (Buhari ve Müslim).

Bu hadis, fıkıh ilmine sahip olan kişinin Cenab-ı Hakk’ın sevgili zatı olduğunu açıkça bildirmektedir.

Kuran-ı Kerim’de Yüce Allah şöyle buyurur;

“De ki: “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak akıl sahipleri bunları hakkıyla kavrayabilir.” (Zümer suresi 9. ayet)

Bu âyet, Cenab-ı Hakk’ın fıkıh ilmini seven kişiyi sevdiğini ve onun doğru yolda olduğunu gösterir.

Bunun yanında, fıkhı ne kadar iyi bilen bir kimse, fıkıh bilgisi olmayana göre dini görev ve sorumluluklarını daha kolay ve kusursuz bir şekilde yerine getirebilir.

Neden Fıkıh Öğrenmeliyiz?

Öncelikle bilmeliyiz ki bir kimse akıl-baliğ (Buluğ çağına erişen) olduğunda İslam’ın vazifeleriyle ilgili fıkıh öğrenmesi ona farz olur. Çünkü dinin emrettiği haram ve helalleri öğrenmesi ve buna göre ibadet etmesi gerekir.

Örneğin bir Müslüman, namazdan önce abdest almanın önemli olduğunu bilir ve onsuz namazımız kabul olmaz. Yani abdest alması gerektiğini biliyor ama bunu nasıl yapacağını ona kim söyleyecek. Fıkıh işte burada çalışır, Fıkıh bize namaz kılacak kişinin nasıl abdest alacağını söyler.

Fıkhın günlük hayatımızda kullanımına dair daha pek çok örnek verilebilir. Konunun esasında güzel dinimiz İslam’ın bütün vazifeleri fıkıh üzerine kuruludur. Bu yüzden vazifelerimizi Kur’an-ı Kerim’in emirleri ve Hz. Peygamberin sünnetine göre yerine getirmek istiyorsak Fıkıh’ı bilmeliyiz.

İslam dini fıkıh mezhepleri

Günümüz İslam dünyasında fıkıh ve İslam hukuku konusunda anlayış, yöntem ve uygulama açısından farklı düşüncelere sahip mezhepler bulunur. Sünni Müslümanlar İslam’ın en büyük mezhebidir. Peygamber’in örnekleri veya eylemleri anlamına gelen Sünnet kelimesinden türetilen Sünniler, Sünnete uyanlardır.

Sünni İslam inancına göre dört hukuk veya fıkıh mezhebine ayrılmıştır. Bu mezheplerin başlıcaları şunlardır:

Sünnîler’in dört büyük fıkıh mezhebi: Hanefi, Maliki, Şafii ve Hanbeli

Bu yazılarda ilginizi çekebilir; 

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün