Esmaül HüsnaRisale-i Nur

Adl ve Hakem ve Hak ve Rahîm isimlerinin Tecellisi

Risale-i Nur Külliyatından Allah'ın 99 ismi Esmaül Hüsna isimlerinden Adl, Hakem, Hak ve Rahîm isimlerinin kainattaki tecellisi

Risale-i Nur Külliyatından Allah’ın 99 ismi Esmaül Hüsna isimlerinden Adl, Hakem, Hak ve Rahîm isimlerinin kainattaki tecellisi, yansıması

Risale-i Nur / Otuz İkinci Söz

Adl ve Hakem ve Hak ve Rahîm Tecellisi

İşte, insanın mahiyeti ulviye, fıtratı câmia olduğundan, binler envâ-ı hâcât ile binbir esmâ-i İlâhiyeye, herbir ismin çok mertebelerine fıtraten muhtaçtır.

Muzaaf ihtiyaç, iştiyaktır. Muzaaf iştiyak, muhabbettir. Muzaaf muhabbet dahi aşktır. Ruhun tekemmülâtına göre, merâtib-i muhabbet, merâtib-i esmâya göre inkişaf eder.

Bütün esmâya muhabbet dahi, çünkü o esmâ Zât-ı Zülcelâlin ünvanları ve cilveleri olduğundan, muhabbet-i zâtiyeye döner.

Şimdi, yalnız nümune olarak, bin bir esmâdan yalnız Adl ve Hakem ve Hak ve Rahîm isimlerinin bin bir mertebelerinden bir mertebeyi beyan edeceğiz. Şöyle ki:

Hikmet ve adl içindeki Rahmânü’r-Rahîm ve Hak ismini âzamî bir dairede görmek istersen, şu temsile bak:

Rahîm ve Hak isimleri

Nasıl ki, bir orduda dört yüz muhtelif taifeler bulunduğunu farz ediyoruz ki, her bir taife beğendiği elbiseleri ayrı, hoşuna gittiği erzakı ayrı, rahatla istimal edeceği silâhları ayrı ve mizacına deva olacak ilâçları ayrı oldukları halde, bütün o dört yüz taife, ayrı ayrı, takım bölük tefrik edilmeyerek, belki birbirine karışık olduğu halde, onları kemâl-i şefkat ve merhametinden ve harikulâde iktidarından ve mu’cizâne ilim ve ihatasından ve fevkalâde adalet ve hikmetinden, misilsiz birtek padişah, onların hiçbirini şaşırmayarak, hiçbirini unutmayarak, bütün ayrı ayrı onlara lâyık elbise, erzak, ilâç ve silâhlarını, muinsiz olarak, bizzat kendisi verse, o zât acaba ne kadar muktedir, müşfik, âdil, kerîm bir padişah olduğunu anlarsın.

Çünkü, bir taburda on milletten efrad bulunsa, onları ayrı ayrı giydirmek ve teçhiz etmek çok müşkül olduğundan, bilmecburiye, ne cinsten olursa olsun bir tarzda teçhiz edilir.

İşte, öyle de, Cenâb-ı Hakkın adl ve hikmet içindeki ism-i Hak ve Rahmânü’r-Rahîm’in cilvesini görmek istersen, bahar mevsiminde, zeminin yüzünde çadırları kurulmuş, muhteşem, dört yüz bin milletten mürekkep nebâtat ve hayvânat ordusuna bak ki, bütün o milletler, o taifeler birbiri içinde oldukları halde, her birinin libası ayrı, erzakı ayrı, silâhı ayrı, tarz-ı hayatı ayrı, talimatı ayrı, terhisatı ayrı oldukları halde ve o hâcatlarını tedarik edecek iktidarları ve o metâlibi isteyecek dilleri olmadığı halde, daire-i hikmet ve adl içinde, mîzan ve intizam ile Hak ve Rahmân, Rezzak ve Rahîm, Kerîm ünvanlarını seyret, gör. Nasıl hiçbirini şaşırmayarak, unutmayarak, iltibas etmeyerek terbiye ve tedbir ve idare eder.

İşte, böyle hayret verici muhit bir intizam ve mîzan ile yapılan bir işe başkalarının parmakları karışabilir mi?

Vâhid-i Ehad, Hakîm-i Mutlak, Kàdîr-i Külli Şeyden başka, bu san’ata, bu tedbire, bu rububiyete, bu tedvire hangi şey elini uzatabilir? Hangi sebep müdahale edebilir?

Otuz İkinci Söz / Üçüncü Mevkıf / İkinci Mebhas

 

Fatır Suresi 3. Ayet

Arapça Okunuşu: Yâ eyyuhân nâsuzkurû ni’metallâhi aleykum, hel min hâlikın gayrullâhi yerzukukum mines semâi vel ard(ardı), lâ ilâhe illâ huve fe ennâ tu’fekûn(tu’fekûne).

Anlamı: Ey insanlar! Allah’ın üzerinizdeki nimetini zikredin. Sizi göklerden ve yerden rızıklandıran, Allah’tan başka bir Halîk (bir Yaratıcı) var mı? O’ndan başka İlâh yoktur. Öyleyse nasıl (îmândan) döndürülüyorsunuz?

Zümer Suresi 62. Ayet

Arapça Okunuşu: Allahu hâliku kulli şey’in ve huve alâ kulli şey’in vekîl(vekîlun).

Anlamı: Allah, her şeyin yaratıcısıdır. O, her şeye vekildir.

Mü’min Suresi 62. Ayet

Arapça Okunuşu: Zâlikumullâhu rabbukum hâliku kulli şey’in lâ ilâhe illâ huve fe ennâ tu’fekûn(tu’fekûne).

Anlamı: İşte her şeyin yaratıcısı olan Rabbiniz Allah! O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Durum bu iken nasıl oluyor da (haktan) döndürülüyorsunuz?

Tûr Suresi 35. Ayet

Arapça Okunuşu: Em hulikû min gayri şey’in em humul hâlikûn(hâlikûne)

Anlamı: Acaba onlar herhangi bir yaratıcı olmadan mı yaratıldılar? Yoksa kendileri mi yaratıcıdırlar?

İlgili Diğer Konular

 

Nukteler.com Facebook’ta

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün