İslam

Miraç ve 7 Kat Meleklerin Tesbihi

Miraç ve Meleklerin Tesbihi. Peygamber efendimizin miraca yükselişi ve gördükleri. mirac gecesi 7 kat sema ve orada yaşananlar

Miraç ve Meleklerin Tesbihi. Peygamber efendimizin miraca yükselişi ve gördükleri. miraç gecesi 7 kat sema ve orada yaşananlar

İslam dünyasında İsra ve Miraç hadisesi, hicretten 18 ay evvel vukû bulmuştur. Peygamber Efendimiz (s.a.v) Miraç gecesi yaşadıkları, miraca yükselişi ve gördükleri, Miraç hadisesi ve olayı, 7 kat gökte bulunan meleklerin tesbihi, Ayet-i kerime ve hadis-i şerifler ışığında Miraç’ta vuku bulan olaylar…

Miraç ve Meleklerin Tesbihi

Hasan Basrî Hazretleri nakleder:

Melekler Cennet saraylarını zikir ile binâ ederler. Kul gevşeklik gösterip zikri terkedince onun köşk ve sarayını inşâ eden melek de durur. Diğer melekler ona:

“‒ Ne oldu, niye durdun?” diye sorunca o:

“‒ Kendisiyle vazîfeli olduğum kul bıkkınlık ve gevşeklik gösterdi!” der.

Bu rivâyeti nakleden Hasan-ı Basrî (k.s) şöyle seslenir:

“‒ Allah size rahmet eylesin ey insanlar, meleklere ihtiyaç duydukları malzemeyi bol bol verin, sakın eksik bırakmayın!” (Fethu’l-Bârî)

Meleklerin Zikri

Mi’raçda Resulullah (sav) Efendimiz Meleklerin Kesintisiz Allah’ı Tesbih ve Zikir Ettiklerini Görmüştür.

Sevgili Peygamberimiz (sav) Efendimiz buyurdular ki:

“Cebrail Aleyhisselam, beni kanadı üzerine aldı. Sağımdan ve solumdan melekler beni çevrelediler. Sonra da olan merdivenden semaya doğru çıkmaya başladık.”

Birinci Sema

Bu semanın hazine bekçiliğini yapan İsmail kapıyı açarak bizi içeri aldı. Ben içeriye girdiğim zaman, İsmail’i büyük bir heybet içinde olduğu halde, bir kürsü üzerinde oturmuş, önünde sağında, solunda ve arkasında yüz bin kadar meleğin kendisini çevrelediğini gördüm. Her meleğin de yüz bin askeri vardı. İsmail ve beraberindekiler:

“Sübhanel melikil ala, sübhanel aliyyil azim, sübhane men leyse kemislihi şey’in.”

“Yüce Alah’ı, her türlü noksan sıfatlardan tenzih ederim. Üstün ve büyük olan Hazreti Allah’ı, bütün noksanlıklardan tenzih ederim. Eşi ve benzeri olmayan Hazreti Allah’ı noksan sıfatlardan tenzih ederim.” diyerek tesbih ediyorlardı.

Ben, bundan sonra kıyamda büyük bir huşu içerisinde oldukları halde durmuş olan bir bölük melek daha gördüm.Onlar:

Sübbuhun kuddüsün Rabbuna ve Rabbel melaiketi ver-ruhi.

“Tam anlamıyla Rabbimiz noksan sıfatlardan münezzeh ve mukaddestir. O, meleklerin ve ruhların Rabbıdır.” diyerek tesbih getiriyorlardı.

Cebrail’e bu meleklerin ibadetinin bu mu olduğunu sorduğum-da, bana şöyle cevap verdi:

“Bunlar yaratılalı beri böyledir. Kıyamete kadar da böyle duracaklardır.”

“İşte namazdaki kıyam budur.”

İkinci Sema

Bundan sonra ikinci kat semaya çıktık. Bu semanın hazine bekçiliğini yapan Mihail kapıyı açarak bizi içeri aldı. Ben içeriye girdiğimde Mihail’i hizmetinde ikiyüz bin melek ve bu meleklerin her birinin yanında ikişer yüz bin melek bulunduğunu gördüm. O melekler:

“Sübhanellahi küllema ebbahallahe müsebbihün vel hamdülillahi küllema hamidellahe hamidün ve la ilahe ilellahü küllema helallahe mühellihün vallahü ekberu küllema kebberallahe mükebbirün.”

“Yüce Allah her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir O’na tesbih edenler tesbih ettikçe…Allah’a hamd olsun, O’na hamd edenler hamd ettikçe… Hiç şüphesiz Allah’tan başka ilah yoktur. Bu tekbiri okuyanlar okudukça. Yüce Allah uluların en ulusudur. Bu tekbiri okuyanlar okudukça…”

Bunları geçtikten sonra büyük bir huşu içinde rükua varmış olan bir melekler topluluğuna eriştim. Onlar:

“Sübhanel varisül vasiüllezi yüdrikül ebsare sübhanellezi la tüdrikühül ebsarü sübhanel azimil alim.”

“Geniş tasarruf sahibi olan Yüce Allah, bütün noksanlıklardan münezzehtir. Gözlerin idrak edemeyeceği Yüce Allah, bütün noksanlıklardan münezzehtir. Çok yüce ve her şeyi bilen Hz. Allah, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir.” diye tesbih getiriyorlardı.

Cebrail Aleyhisselam’a; “Bunlar ne zamana kadar böyle rüku ederler?” diye sordum. Cebrail de bana: “Bunlar yaratıldıkları zamandan beri mütemadiyen rüku ederler. Kıyamete kadar da böyle başlarını kaldırmayıp rüku ederek tesbih getirirler.” dedi.

“İşte namazdaki rüku budur.”

Üçüncü Sema

Bundan sonra üçüncü kat semaya yükseldik. Bu semanın bekçiliğini yapan Arinail kapıyı açarak bizi içeri aldı. İçeri girdiğimde, Arinail’i çok ulu ve heybetli gördüm. Hizmetinde Üçyüz bin melek vardı. O melekler:

“Sübhanel mu’til vehhab, Sübhanel feftahil alimi, Sübhanel mücibü ilmen düahü.”

“Yardımı bol olan Hazreti Allah, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Gönüller açan, her şeyi bilen Hazreti Allah, bütün noksanlıklardan uzaktır. Kendisine dua edenlerin duasına icabet eden Yüce Allah, bütün noksan sıfatlardan münezzehtir.” diyerek Allah’ı tesbih ediyorlardı.

Ben bundan sonra, saf halinde dizilmiş olan bir çok melek daha gördüm. Hepsi birden secdeye varmış oldukları halde:

“Sübhanel alikıl alimi sübhanellezi la meferre vela melee illa ileyhi sübhanellahil aliyel a’la”

“İlim sahibi yaratıcı olan Hazreti Allah, bütün noksan sıfatlardan münezzehtir. Kendisinden başka kaçıp sığınılacak makam olmayan Hazreti Allah, bütün noksanlıklardan münezzehtir. Yüceler yücesi olan Hazreti Allah, bütün noksanlıklardan münezzehtir.” diyerek Allah’ı tesbih ediyorlardı.

Cebrail bana: “Bunların devamlı olarak yaptıkları ibadet budur.”

“İşte namazdaki secde budur. Secdenin iki defa olmasının sebebi, onlara selam verdiğim zaman başlarını secdeden kaldırıp selamımı aldıktan sonra tekrar secdeye varmalarıdır. Bunun için ümmetime namazda iki secde farz olundu.”

Dördüncü Sema

Bundan sonra dördüncü kat semaya yükseldik. Bu semanın bekçiliğini yapan Salsail kapıyı açarak bizi içeri aldı. İçeri girdiğimde, Salsail’in emrinde dört yüz bin melek vardı. Her meleğin emrinde de Dört yüz bin melek vardı. O melekler:

“Sübhane halikız zulümati vennure sübhane halikiş şemsi vel kameril müniri, Sübhaner refi’il ala.”

“Karanlıkların ve nurun yaratanı olan Yüce Allah, bütün noksan sıfatlardan münezzehtir. Güneşin ve aydınlık veren ayın yaratanı olan, yücelerin en yücesinden daha üstün olan Hazreti Allah, bütün noksanlıklardan münezzehtir.” diyerek Allah’ı tesbih ediyorlardı.

Bunların arasında bir bölük melek gördüm. Kimisi gözlerini ayırmaksızın huşu içinde kıyamda durmuş secdeye bakıyor, kimisi de rukuda ayaklarına bakıp huşu içinde, gönül alçaklığı ile duruyorlardı. Kimisi ise secde de , burunlarına bakıp huşu içinde duruyorlardı. Bu melekler:

“ Sübbuhun kuddüsün Rabbüner Rahmanir Rahimüllezi la ilahe illa hüve.”

“ Rabbimiz bütün noksan sıfatlardan münezzehtir. O mukaddes olan, öylesine bir rahim ve rahmandır ki, O’ndan başka ilah yoktur.” diyerek tesbih ediyorlardı.

Cebrail bana: “Bunlar yaratıldıkları andan itibaren tam bir huşu içinde bu ibadeti yaparlar.” dedi.

“Allah ümmetime namazda huşu’u ihsan etti.”

Beşince Sema

Bundan sonra beşinci kat semaya yükseldik. Bu semanın hazine bekçiliğini yapan Kelkail kapıyı açarak bizi içeri aldı. İçeri girdiğimde, Kelkail’in bir kürsünün üzerinde oturmuş olduğu halde emrinde beş yüz bin melek vardı. Her meleğin de beş yüz bin yardımcısı vardı. O melekler:

“Kuddusün kuddusün Rabbül erbabı, Sübhan Rabbına ala a’lel azami kuddusün, Rabbül melaiketi verruhi.”

“Rablar rabı mukaddestir mukaddes. Bütün noksan sıfatlardan münezzehtir yücelerin en yücesi, uluların en ulusu olan Rabbimiz. Meleklerin ve ruhların Rabbı, pek mukaddestir.” diyerek tesbih ediyorlardı.

Ben bundan sonra bir grup meleğe rastladım. Bunların sayılarını Allah’tan başka kimse bilemez. Huşu içinde ka’de de oturmuş, mütemadiyen dizlerine bakıp Allah’ı tesbih ediyorlardı.

“Sübhane zil fazlil ekber, sübhanel adillezi la yecuzü.”

Cebrail bana: “ Bunların devamlı olarak yaratıldıkları andan beri yaptıkları ibadet budur.”

“İşte namazda ihsan edilen ka’de budur.”

Altıncı Sema

Bundan sonra altıncı kat semaya yükseldik. Bu semanın hazine bekçiliğini yapan Semhail kapıyı açarak bizi içeri aldı. İçeri girdiğimde, Semhail’in hizmetinde altı yüz bin melek olduğunu gördüm. Bu meleklerin her binin altı yüz biner melek yardımcıları vardı. Bunlar:

“Sübhanel kerim, Sübhanen-nuril mübini, Sübhanellezi hüve alihü men fissemavati ve alihü men fil ardi.”

“Kerim olan Hazreti Allah, bütün noksanlıklardan münezzehtir. Açılan nur olan Hazreti Allah, bütün noksanlıklardan münezzehtir. O, öylesine münezzeh bir zattır ki, göklerin de, yerlerin de ilahı yalnız O’dur.” diyerek Allah’ı tesbih ediyorlardı.

Ben, Semhail’e selam verdiğimde, o büyük bir saygı ile selamımı alıp bana şöyle dedi:

“Hazreti Allah, senin bütün güzel adet ve kerametlerini, kalbinin nurunu bereketli kılsın !”

Ben de: “Amin !” dedim.

Yedinci Sema

Bundan sonra yedinci kat semaya yükseldik. Bu semanın hazine bekçiliğini yapan Efrail kapıyı açarak bizi içeri aldı. İçeri girdiğimde, Efrail’in hizmetinde yedi yüz bin melek olduğunu gördüm. Bu meleklerin de her birinin yedi yüz bin yardımcısı vardı. Bunlar:

“Sübhanellezi satahas semavati verefcaha, sübhanellezi basatel arza ve feraşaha, sübhanellezi etlaal kevakibe ve ezhereha, sübhanellezi ersal cibale ve heyyeeha.”

“ O öylesine her türlü noksan sıfatlardan münezzeh olan bir zattır ki, semayı tavan yapıp da yükseltti. O, öylesine yüce bir zattır ki, yerleri yayıp da döşetti. Her türlü noksan sıfatlardan münezzeh olan Hazreti Allah yıldızları doğdurup onları yeryüzüne bir süs yaptı. O, öylesine bütün noksanlıklardan münezzeh olan bir zattır ki, dağları yerleştirip bir düzen verdi onlara.” diyerek Allah’ı tesbih ediyorlardı.

Kaynak: Kara Davut – Delail-i Hayrat Şerhi

Allah katında en değerli amel

Hz. Aişe (ra)’dan rivayet edildiğine göre;

“Allah katında en değerli ve sevabı en çok olan amelin hangisi olduğu” Resulullah (sav) Efendimize soruldu. Peygamber (sav) şöyle buyurdular:

“- Az da olsa, devamlı yapılan ameldir.”

  • Miraç ve Meleklerin Tesbihi

Benzer Konular

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün