İlmihalKuran-ı Kerim

Haram ve Helal Hakkındaki Ayetler ve Hadisler

Haram ve Helal hakkındaki Ayetler ve Hadisler, Haram işler ve Helal kazançlar nelerdir? Kuran'da Haram ve Helal sayılan fiiller

Haram ve Helal hakkındaki Ayetler ve Hadisler, Haram işler ve Helal kazançlar nelerdir? Kuran’da Haram ve Helal sayılan fiiller, Hadislerde helal kazanç hakkında Peygamber Efendimiz’in söylediği sözler

Her Müslümanın dikkat etmesi gereken dünya ve ahiret için istikameti ve doğru yolda olmasını sağlayan haramlar ve helaller Kuran ve Hadis ışığında Diyanet kaynaklarıyla derlediğimiz ayet ve Peygamberimizden rivayetlerden oluşan haram ve helal tanımı

Öncelikle Kuran-ı Kerim’den Haram ve Helal ile ilgili Ayetler ve Peygamber Efendimiz’den rivayet olunan Hadis-i şerifler

Haram ve Helal Hakkındaki Kuran Ayetleri 

BAKARA Süresi 168. Ayet : يَا أَيُّهَا النَّاسُ كُلُواْ مِمَّا فِي الأَرْضِ حَلاَلاً طَيِّباً وَلاَ تَتَّبِعُواْ خُطُوَاتِ الشَّيْطَانِ إِنَّهُ لَكُمْ عَدُوٌّ مُّبِينٌ

Ey insanlar! Yeryüzündeki şeylerin helâl ve temiz olanlarından yiyin! Şeytanın izinden yürümeyin. Çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır.

Maide Süresi 88. Ayet : وَكُلُواْ مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّهُ حَلاَلاً طَيِّبًا وَاتَّقُواْ اللّهَ الَّذِيَ أَنتُم بِهِ مُؤْمِنُونَ

Allah’ın size rızık olarak verdiklerinden helâl, iyi ve temiz olarak yiyin ve kendisine inanmakta olduğunuz Allah’a karşı gelmekten sakının.

Enfal Suresi 69. Ayet: فَكُلُواْ مِمَّا غَنِمْتُمْ حَلاَلاً طَيِّبًا وَاتَّقُواْ اللّهَ إِنَّ اللّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ

Anlamı: Artık elde ettiğiniz ganimetten helâl ve temiz olarak yiyin. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

Nahl Suresi 114- 115- 16 Ayetleri :  

(فَكُلُواْ مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّهُ حَلالاً طَيِّبًا وَاشْكُرُواْ نِعْمَتَ اللّهِ إِن كُنتُمْ إِيَّاهُ تَعْبُدُونَ ﴿١١٤

إِنَّمَا حَرَّمَ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةَ وَالْدَّمَ وَلَحْمَ الْخَنزِيرِ وَمَآ أُهِلَّ لِغَيْرِ اللّهِ بِهِ فَمَنِ اضْطُرَّ غَيْرَ بَاغٍ وَلاَ عَادٍ فَإِنَّ اللّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ (١١٥

وَلاَ تَقُولُواْ لِمَا تَصِفُ أَلْسِنَتُكُمُ الْكَذِبَ هَذَا حَلاَلٌ وَهَذَا حَرَامٌ لِّتَفْتَرُواْ عَلَى اللّهِ الْكَذِبَ إِنَّ الَّذِينَ يَفْتَرُونَ عَلَى اللّهِ الْكَذِبَ لاَ يُفْلِحُونَ ﴿١١٦

Anlamı : Artık Allah’ın size helâl ve temiz olarak verdiği rızıklardan yiyin. Eğer yalnız O’na ibadet ediyorsanız, Allah’ın nimetine şükredin.

Anlamı : Allah, size ancak leş, kan, domuz eti ve Allah’tan başkası adına kesileni haram kıldı. Ama kim mecbur olur da istismar etmeksizin ve zaruret ölçüsünü aşmaksızın yemek zorunda kalırsa, şüphesiz ki Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

Anlamı : Dilleriniz yalana alışageldiğinden dolayı, Allah’a karşı yalan uydurmak için, “Şu helâldir”, “Şu haramdır” demeyin. Şüphesiz, Allah’a karşı yalan uyduranlar, kurtuluşa eremezler.

Diyanet işleri Kuran Meali

Haram ve Helal ile ilgili Hadisler 

Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Helâl ve haramın belli olduğu ortadadır. Bu ikisinin arasında in­sanların çoğunun helâlmı, haram mı diye şüpheye düştükleri şeyler var­dır. Şüpheli şeylerden kaçınan müminler, dinini, ırz ve namuslarını se­lâmete çıkarmış olurlar.

Şüpheli şeyleri işleyenler, (günün birinde) haramı da işlerler. Bu da korunun veya yasak bölgenin kenarında sürülerini otlatan bir çobana ben­zer ki, her an korunun içine girme tehlikesi var. Uyanın! Her paşanın ken­dilerine mahsus bir yasak bölgesi vardır ki, hiç bir kimse oraya yanaşamaz.

Allah’ın yeryüzünde yasak bölgesi vardır. O da, haram kıldığı şeyler­dir. Uyanık olun!.. İnsanların cesedinde (bir parça) et vardır. O, doğru yol da yürüdüğü zaman, ceset de doğru yürür, yolunu sapıttığı zaman, ceset de yolunu sapıtır. O parça et de hiç şüphesiz, kalbidir.”

Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Helâlinde, haramında belli olduğu ortadadır, O halde şüpheli gördüğün şeyleri bırak, olmayanları seç.”

Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Faizden kazanılan bir dirhem para, Allah’ın nezdinde günah ba­kımından otuz altı kere yapılan zinadan daha kötüdür.” [Camiu`s-Sagir]

Faizin zinaden daha kötü olmasının nedeni; zina yapan bir kim­se kesinlikle tövbe edip onu bırakırsa, Allah’ın rahmetine mazhar olabi­lir. Oysa faiz, (karışarak arttırılmış bulunan bir serveti) haramlıktan tas­fiye etmek, onu yeniden helâl ve meşruluğuna kavuşturmak mümkün de­ğildir. Haramdan kurtarılmayan ve ömür boyu onunla zevku sefa sürerek ölen bir kimsenin Allah’ın rahmetine mazhar olması şüpheli olduğundan hadisi şerifte faizin zinadan daha kötü bir günah olduğu açıklanmıştır.

Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Şüpheli olan şeyleri bırak, olmayanları seç. Doğruluk, huzur ve mutluluktur. Yalancılık ise, şüpheli ve kötü gaflettir.”

Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Şüpheli olan şeyleri bırak, şüpheli olmayanları seç. Çünkü Al­lah için şüpheli olan şeyleri bırakıp kaçınman, seni ondan gelecek sıkın­tılara maruz bırakmaz.”

Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Altın, İpek gibi zinet eşyaları, benim ümmetimden ancak kadın­lara helâldir, erkeklere ise, haramdır.”

Kadınlar zinet ehli olduğundan, altın ve gümüş gibi zinet eşya­ları kendilerine helâl kılınmıştır.

Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Altın, kâfir olan erkeklerin, gümüş ise müslüman erkeklerin zinetidir. Demir ise, cehennem ehlinin zinetidir.”

Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Hz. Allah, helâldan kazanarak fazla israfa kaçmayan harcayan ve sevabına muhtaç olduğu kıyamet günü için, malının artan kısmını fa­kirlere sadaka olarak veren kimselerden razı olsun.”

Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Rüşvet alanda verende cehennemliktir.”

Rüşvet, insanlık için tehlikeli olan bir mikroptur. Bunun için davasında haklıyı haksız, haksızı da haklı çıkaran ve hakimi vereceği ke­sin hükmünden çevirdiğinden haram kılınmıştır.

Ebu Humeyd es-Saidi (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

‘Dünyadaki (rızık) talebinizi güzel yapınız! Şüphesiz herkes kendisi için yaratılan şeyi kolay elde edecektir!’ buyurdu.”

İbni Mace 2142, Hakim 2/33, Beyhaki 10403, Albânî Sahiha 898

Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“ İpekli elbiseyi, ahirette bir nasibi olmayan (erkek olan) kim­seler giyer.”

Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Altın gibi zinet eşyaları ve ipekli elbiseleri, ümmetimden ka­dınlara helâl, erkeklere ise haram kılınmıştır.”

Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Biz müslümanlara eti helâl kılınmış olan iki çeşit ölü hayvan ve bunun yanında helâl kılınmış olan iki çeşit de kan vardır:

Eti helâl olan ölü hayvanlar, balık ile çekirge, helâl olan kan ise, ci­ğer ile dalaktır.”

Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Dört yerde bile kullanılması kabul olunmayan dört çeşit ka­zanç vardır: İhanetle, hırsızlıkla, ganimet ve yetim malından elde edilen mallardır. Bunların, hacda, umrede, cihadda, savaşda kullanılması ve sada­ka olarak da olsa, verilmesi makbul değildir. (Allah’ın nezdinde sevapları kabul olunmaz.)”

Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Kazançların en güzeli, kişinin alın teriyle, el emeğiyle alış verişle kazandığı meşru maldır.”

Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Şüphesiz, Hz. Allah, haram kıldığı şeyleri, sizlerden bazıları­nın işleyeceğini bildiğinden haram kılmıştır.

Uyanık olun!., şüphesiz ben, kelebeklerin ne olacağını düşünmeden ateşe, sineklerin sivri maddelerin içine atlamaları gibi, günah işlediğinizden dolayı ateşe atlamanızı önlemek için, arkadan eteklerinize yapışı­yorum.”

Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Sarhoşluk yapan her şey içki, içki olan her şey de haramdır. O halde dünyada iken, içki içmeye devam edip tövbe etmeden ölen bir kimse, ahirette (cennete girse bile) cennetin tatlı meşrubatlarından içmeyecektir”.[Camiu`s-Sagir]

Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Sarhoşluk yapan her madde haramdır. Çoğu sarhoşluk yapan bir maddenin bir avuç kadarı dahi haramdır.”[Camiu`s-Sagir]

Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Köpek dişini taşıyan her yırtıcı hayvanın eti haramdır.”[Camiu`s-Sagir]

“Allah’ı anma gibi ibadetlerin dışında yapılan her türlü iş, (Al­lah’ın nazarında) eğlence ve boş oyalanmadır. Bunlardan yanlız dört hü­küm müstesnadır:

a) Kocanın hanımıyla oynaşması,

b) Erkeğin (savaş için) atını terbiye etmesi,

c) İki ordunun arasında kişinin gururla dolaşması,

d) Kişinin yüzme gibi faydalı şeyleri öğrenmesi.”

Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“(Şimdiye kadar) ben, sizlerin kabirleri ziyaret etmenizi yasak­ladım. Dikkatli olun! Kabri ziyaret edebilirsiniz. Çünkü kabri ziyaret et­mek, kalbi yumuşatır, gözleri yaşartır, ahireti hatırlatır. (Yanlız yüksek sesle ağlamak, bağırıp çağırmak, elbisesini yırtmak gibi hareketler yapa­rak kötü sözler söylemeyin)”[Camiu`s-Sagir]

Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“(Helâl mi, haram mı diye) kalbini kurcalanan her şeyi terk et.”

“(Mal sahibinin rızası olmadan) kaçırmak ve zorla almak gibi vesilelerle elde edilen her türlü mal, (senin için) helâl değildir.”

“Zorla elde edilen mal, (haramlık bakımından ölü bir hayvanın etini yemekten farklı değildir.”

Başkasının malı, senin için ancak alış-veriş gibi rızasını tahsil eden sebeplerle helâl olabilir.

Bunun dışında hiç bir şekilde başkasının malı senin için, helâl olmaz. Çünkü İslâm dininde mülkiyet hakkı vardır.[Camiu`s-Sagir]

“Şüphe yok ki, Allah’ın nezdinde günahların en büyüğü kişinin nafakasını vermekle mükellef bulunduğu (oğlu, kızı gibi) kimseleri yok etmektir.”

“Şüphe yok ki, dünyada karnı en tok olan (dolayısıyla gaflet, içinde ömrünü tüketen kimseler) kıyamet günü en aç kimseler olacaktır.”

“Muhakkak ki, (araştırıp sormadan, helâl-haram demeden, de­nize dalar gibi) ellerine geçirdikleri her türlü malı yiyenler için, cehennem ateşi vardır.” [Camiu`s-Sagir]

“Hiç bir kimse, alnının teri ve ellerinin emeğiyle kazandığın­dan daha iyisini yememiştir.

Şüphesiz Davud peygamber, el emeğinden kazandığını yerdi.”

“Helâli araştırmak için peşinden koşan sonra da geceyi yor­gunluk içinde geçiren kimsenin günahları af olunur.”

Hz. Peygamber (s.a) günün birinde ashabıyla beraber oturuyordu. Ashâb-ı kirâm güçlü, kuvvetli ve sabahın erken saatlerinde çalışmaya giden bir genç görürler ve şöyle derler:

‘Bu gence yazık! Keşke gençliğini ve kuvvetini Allah yolunda sarfetseydi’. Bunun üzerine Hz.Peygamber (s.a) şöyle buyurur:

“Böyle söylemeyin! Eğer bu genç nefsine yardım etmek, nefsini dilencilikten korumak ve insanlara muhtaç olmamak için çalışıyorsa, onun bu çalışması Allah yolundadır. Eğer düşkün ebeveyninin nafakası veya zayıf olan çoluk-çocuğunun nafakası için çalışıp onları kimseye muhtaç etmemek ve dilenmekten korumak gayesini güdüyorsa bu da Allah yolundadır. Eğer böbürlenmek ve servetinin çokluğuyla arkadaşlarına karşı gururlanmak için çalışıyorsa, onun çalışması şeytan yolundadır.”

İlgili Makaleler

Bir Yorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün