Gündem

6 Ekim 1923 İstanbul’un Kurtuluşu (2023)

İstanbul'un kurtuluşu ne zaman? 6 Ekim İstanbul için neden önemli? 16 Mart 1920 de İstanbul neden ve nasıl işgal edildi?

İstanbul’un kurtuluşu ne zaman? 6 Ekim İstanbul için neden önemli? 16 Mart 1920 de İstanbul neden ve nasıl işgal edildi? İstanbul’u işgal eden devletler kimlerdir? İstanbul hangi gelişme sonrası işgal edildi? İstanbul hangi antlaşma ile kurtarıldı? 13.11.1918 de ne oldu? Mustafa Kemal Paşa’nın Geldikleri gibi giderler” sözünü söylediği İstanbul’un işgali kısa tarihçesi… İstanbul’un Kurtuluşu ile ilgili sözler

İstanbul’un düşman işgalinden kurtuluşunun 100. yıl dönümü, 6 Ekim Cuma günü kutlanacak. Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan hem tarihi hem jeopolitik konumu nedeniyle önemli bir değere sahip Mega kent İstanbul’da il genelinde çeşitli törenler düzenlenecek

Peki, 6 Ekim 2023 resmi tatil mi? 6 Ekim İstanbul’da otobüsler ve toplu taşıma ücretsiz mi, bedava mı? 6 Ekim Cuma günü İstanbul’da okullar tatil mi?

6 Ekim Cuma günü Resmi tatil mi?

Bu yıl 100. Yıldönümünü kutladığımız İstanbul’un kurtuluşu resmi tatiller içerisinde yer almıyor. Bu nedenle kamu kurumları ve diğer resmi kurumlar, okullar 6 Ekim Cuma günü normal çalışma düzenlerine devam edecekler. İstanbul’un kurtuluşu resmi tatiller içerisinde yer almadığı için okullar da tatil olmayacak. Ancak bazı okullarda kurtuluş ile ilgili törenler gerçekleştirilecek.

İstanbul’da toplu taşıma ücretsiz olacak

İstanbul’un düşman işgalinden kurtuluşunun 100. Yıl dönümü 6 Ekim 2023 Cuma günü kutlanıyor. Ülkemiz ve İstanbul için bu özel ve önemli günde toplu ulaşım araçları İstanbul genelinde ücretsiz olacak. Megakentteki otobüs, metro, metrobüs ve vapurlar 6 Ekim günü saat 00:00’dan 23:59’a kadar ücretsiz ve bedava olarak hizmet verecek.

İETT tarafından yapılan açıklamada, 6 Ekim İstanbul’un Kurtuluşu’nda İstanbulkart entegrasyonuna dahil metro, fünikeler, tramvay, şehir hatları vapurları ve toplu taşımaya entegre özel deniz motorları ve toplu ulaşım araçları ücretsiz olarak hizmet verecektir.

İstanbul’un işgali nedir?

Birinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden sonra İtilaf Devletleri ile 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Antlaşmasını imzalayan Osmanlı Devleti’nin başkenti İstanbul işgal edilmiştir. Osmanlı Devletinin başkenti İstanbul, önce 13 Kasım 1918, sonra 16 Mart 1920’de olmak üzere iki kez işgal edildi. İlk işgalde, İstanbul’un önemli ve stratejik noktaları kontrol altına alındı ancak idareye el konulmadı; ikinci işgal ile idareye el konuldu.

İstanbul, fethinden tam 465 yıl sonra, 13 Kasım 1918’de fiilen, 16 Mart 1920’de de resmen işgal edildi. 5 yıl kadar işgal altında kan ağlayan İstanbul, 6 Ekim 1923’te kurtarılıp yeniden vatan yapıldı. 4 yıl 10 ay 23 gün süren işgalin ardından İstanbul özgürlüğüne kavuştu.

6 Ekim 1923 İstanbul’un Kurtuluşu Tarihi

İtilaf Devletleri Donanması, 7 Kasım 1918’de mayınları temizlemek bahanesiyle Çanakkale Boğazı’ndan geçti ve İstanbul’a ulaşmıştı.

30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması’na dayanarak İtilaf Devletleri donanmaları, 13 Kasım 1918’de Haydarpaşa önlerine demirleyip İstanbul’a girmişti. Fiilen gerçekleşmiş olan işgal, 16 Mart 1920 tarihinde resmi işgale dönüştü.

Mustafa Kemal’in İstanbul’a gelişi

Filistin-Suriye-Irak cephesini savunan Yıldırım Ordular Grubu’nun Komutanı Mustafa Kemal Paşa, Yıldırım Ordular Grubu lağvedilince İstanbul’a hareket etti. 13 Kasım 1918’de, İtilaf Donanması’nın İstanbul önlerine demirlediği sırada Haydarpaşa Garı’na ulaştı. Boğaz’a demirli düşman savaş gemilerini gördüğünde, ünlü “Geldikleri gibi giderler” sözünü söyledi. İstanbul’da yaklaşık beş buçuk ay kaldı ve yakın arkadaşlarıyla görüşerek ülkenin kurtuluşuna yönelik faaliyetlerde bulundu.

Osmanlı Mebusan Meclisi feshedildi

İtilaf Devletleri İtilaf Devletleri (Büyük Britanya ve İrlanda Birleşik Krallığı, Fransa, İtalya, Yunanistan)’nin İstanbul’a asker çıkarmaları Osmanlı Mebusan Meclisi’nde ateşli ve sert tartışmalara sebep oldu. Bu tartışmalar Meclis’in sonunu getirdi ve Padişahın emri ile 21 Aralık 1918’de Osmanlı Mebusan Meclisi feshedildi.

İstanbul’un İşgali

Fiilen gerçekleşmiş olan işgal, 16 Mart 1920 tarihinde resmi işgale dönüştü. İtilaf Devletleri Türk halkının tepkisini çekmemek ve işgalin haklılığını kanıtlamak için aşağıdaki bildiriyi yayınladılar:

  • İşgal geçicidir.
  • Padişahlığı ve halifeliği korumak ve güçlendirmek için işgaller gerçekleştirilmiştir.
  • Azınlıklara yönelik bir katliam başlarsa İstanbul Türklerden alınacaktır.
  • Herkes padişahlık makamının İstanbul’dan vereceği kararlara uyacaktır.

Türk Ordusu’nun İzmir’e girmesinden sonra Fahrettin Paşa komutasındaki 5. Süvari Kolordusu, İtilaf Devletleri kontrolündeki tarafsız bölgeye doğru ilerlemeye başladı.

Bunun üzerine Müttefik kuvvetlerde bulunan Fransız ve İtalyan birlikleri derhal geri çekildi. Çanakkale’de bulunan İngiliz birlikleri General Harington’un emriyle savunma pozisyonu aldı.

Bunun üzerine İngiltere hükümeti, Ankara Hükûmeti ile anlaşma yolları aramaya başladı. Ankara Hükûmeti İstanbul ve Çanakkale boğazlarının denetimini istedi. İngiltere başbakanı Lloyd George bu istekleri reddetti.

İngiliz birlikleri General Harington ordusuna savaş pozisyonu alması emrini verdi ancak ateş açılmaması emrini verdi. Türk birlikleri, İngiliz direnişi ile karşılaşmadan tarafsız bölgeye girerek Çanakkale Boğazı’na doğru ilerlemeye başladı. Türklerle savaşılmasını istemeyen Winston Churchill’in başını çektiği bir grup bakan istifa etti.

6 Ekim 1923’te İstanbul’un Kurtuluşu

12 Eylül 1922’de İzmir’deki İngiliz Konsolosu Lamb, Atatürk’e, “Siz İngiltere’ye savaş mı ilan ediyorsunuz?” diye sordu. Atatürk bu soruya şöyle cevap verdi: “Yunan ordusunu Anadolu’ya çıkartan siz değil misiniz? Yunan ordularını mağlup ederek topraklarımızdan dışarı atan ve vatanı kurtaran ise biziz. Durum böyle olunca karar vermek bize değil size düşer!”

16 Eylül 1922’de İngiliz Sömürgeler Bakanı Churchill, yayımladığı bir bildiriyle Müttefiklerden, Balkan ülkelerinden ve sömürgelerden “Çanakkale’ye ilerleyen Kemalist kuvvetlere karşı” yardım istedi. Ancak artık kimse savaş istemiyordu. İtalya, Fransa, Romanya, Yugoslavya ve tüm sömürgeler (Yeni Zelanda hariç) İngiltere’nin yardım isteğini reddettiler.

16 Eylül 1922’de Türk orduları Bandırma’ya girdi. Yunan ordusunun son kalıntıları da Anadolu’dan çekildi. 19 Eylül 1922’de İtalya ve Fransa, Çanakkale’deki birliklerini Avrupa yakasına aldılar. Bu sırada Sovyet Rusya ve neredeyse tüm İslam dünyası, İngiltere’ye karşı Türkiye’nin yanında yer aldı. Böylece İngilizler, muzaffer Türk orduları karşısında İstanbul’da yapayalnız kaldılar.

Refet Paşa, 19 Ekim 1922 tarihinde TBMM Muhafız Grubu’ndan 100 kişilik bir kuvvetle Gülnihal vapuru ile Mudanya’dan ayrılıp İstanbul’a geldi. Ardından “İstanbul Komutanı” sıfatıyla Selahattin Adil Paşa, 81. Alay ile İstanbul’a geldi.

Diğer taraftan İzmir’in Kurtuluşundan sonra Damat Ferit Paşa 21 Eylül 1922’de ülkeden kaçmıştı. Mudanya Mütarekesi gereği Trakya topraklarının teslimi yapılırken Türkiye’yi temsil edecek kişi olarak Mustafa Kemal Paşa’nın isteği ile Refet Paşa; İstanbul komutanı olarak da Millî Müdafaa Umumi Katibi Selahattin Adil Paşa görevlendirildi.

Refet Paşa ve Selahattin Adil Paşa’nın İstanbul’a gelmesine rağmen işgal sonlanmadı. Çünkü mütarekeye göre işgal kuvvetleri barış antlaşması imzalanmasından hemen sonra İstanbul’u boşaltacaktı.

24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Barış Antlaşması’ndan sonra, 23 Ağustos 1923’ten itibaren İtilaf kuvvetleri İstanbul’dan ayrılmaya başladı. Son İtilaf birliği ise 4 Ekim 1923 günü Dolmabahçe Sarayı önünde düzenlenen bir törenle Türk bayrağını selamlayarak şehri terk etti.

6 Ekim 1923’te ise Şükrü Naili Paşa komutasındaki 3. Kolordu İstanbul’a girdi ve işgal resmen sonlandı. İşgal 4 yıl 10 ay 23 gün sürdü.

Böylece her yıl 6 Ekim, İstanbul’un kurtuluş günü olarak belirlendi ve kutlanmaya başlandı.

Bu yazılarımız da ilginizi çekebilir;

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün