Namaz

Nafile Namazlar Nelerdir? Nasıl Kılınır?

Nafile namazlar nelerdir ve nasıl kılınır? Sünnet ve mendup (müstehap) olan nafile namazlar Teheccüd namazı, Duha (kuşluk) namazı, işrak namazı, evvabin namazı ve diğerleri

Nafile namazlar nelerdir ve nasıl kılınır? Sünnet ve mendup (müstehap) olan nafile namazlar Teheccüd namazı, Duha (kuşluk) namazı, işrak namazı, evvabin namazı ve diğerleri, dini bilgiler…

Nafile namaz nasıl kılınır? Nafile namazlar nelerdir? Fıkıh litaratüründe “farz ve vâcip niteliğinde olmayan ibadet” veya “farzlar dışındaki ibadetler” şeklinde tanımlanan tatavvu ile eş anlamlı kullanılan “nafile” namazına dair Diyanet’in bilgilerine dayanarak nafile namazın kılınışını, kaç rekat olduğunu bu yazımızda detaylı bir şekilde okuyabilirsiniz.

Nafile Namaz Nedir?

Nafile Namaz, farz veya vacip olan namazların dışında kılınan Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’in kıldığı ve kılınması için tavsiye buyurduğu namazlardır.

Farz veya vâcip olan namazların dışındaki kılınan namazlara nâfile namazlar denir. Nafile Namazlar; farz namazların öncesinde veya sonrasında kılınan sünnet namazlar nâfile namaz kapsamında yer alır. Her bir nafile namazının kendine has birtakım fazilet ve sevabları vardır.

Nafile namazlar, sünnet olan nafile namazlar ve mendup olan nafile namazlar olarak iki kısma ayrılır.

Sünnet olan nafile namazlar; Allah Resulü (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem)’in kıldığı ve kılmaya devam ettiği fakat çok nadiren kılmadığı namazlardır. Bu nafileler kuvvetle yapılması tavsiye olan namazlardır. Çok nadiren Peygamber Efendimiz (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem)’in bu nafile namazları terk etmesinin sebebi ise bizlere farz olmadığını göstermektir.

Mendup olan nafile namazlar ise, Peygamber Efendimiz (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem)’in zaman zaman kılıp, zaman zaman kılmadığı ve kuvvetli olmayan nafile namazlardır. Bunlara müstehap nafile de denir. Kuşluk namazı gibi.

Nafile namazların başlıcaları şunlardır:

Nafile Namazlar

Nafile Namazlar Nelerdir? Nasıl Kılınır?

Farz veya vâcip olan namazların dışındaki namazlara nâfile namazlar denir ve farz namazların öncesinde veya sonrasında kılınan sünnet namazlar nâfile namaz kapsamında yer alır. Her bir nafile namazının kendine has birtakım fazilet ve sevabları vardır.

Nâfile namaz kılmanın mekruh olduğu vakitler:

1. Fecrin doğmasından sonra sabah namazının sünneti dışında nâfile namaz kılınmaz.
2. Sabah namazını kıldıktan sonra güneş doğuncaya kadar,
3. İkindi namazını kıldıktan sonra güneş batıncaya kadar,
4. Akşam namazının farzından önce,
5. Bayram namazlarından önce, ne evde ne camide,
6. Bayram namazlarından sonra, camide,
7. Arafat ve Müzdelife cem‘leri arasında,
8. Farz namazın vaktinin daralması durumunda,
9. Farza durulmak üzere kamet getirilirken (Sabah namazının sünneti bundan müstesnadır).
10. Cuma günü hatibin minbere çıkmasından cuma namazı sona erinceye kadar nâfile namaz kılınmaz.

Nafile Namazlar Kısaca 

  • Teheccüd Namazı:

Yatsı namazından sonra gecenin üçte ikisi geçtikten sonra imsak vaktine kadar kılınan nafile bir namazdır.  Uyumadan veya bir mikdar uyuduktan sonra kılınacak nafile namaza Salât-ı Leyl (Gece Namazı) denir.

Bunun sevabı pek çoktur. Bir mikdar uyuduktan sonra kalkılıp kılınırsa, “Teheccüd” adını alır. Peygamber Efendimiz teheccüd namazına devam ederlerdi. Bu gece namazı iki rekâttan sekiz rekâta kadardır. Her iki rekâtta bir selâm verilmesi daha faziletlidir.

Farzlardan sonra en faziletli namaz, gece kılınan teheccüd namazıdır. (Müslim)

Seher vakti uyanıp kaza namazı veya vitri kılan, teheccüd namazı da kılmış sayılacağı yönünde alimlerin görüşü vardır. Gece hangi namaz kılınırsa kılınsın, teheccüd namazı da kılınmış olur. Hadis-i şerifte, “Yatsı namazından sonra (seher vaktinde) kılınan namaz, gece namazındandır.” buyurulmuştur. (İbni Âbidin)

Gece kaza kılan, hem kazasını öder, hem de teheccüd sevabına kavuşur. (Nevadir-i Fıkhıyye)

  • Duhâ (Kuşluk) Namazı:

Duha namazının vakti: Güneşin bir mızrak boyu yükselmesinden, yani Güneş doğduktan 45 dakika sonra başlar, öğle namazına 45 dakika kalıncaya kadar devam eder.

Güneş doğup bir mikdar yükseldikten sonra, istiva zamanına kadar iki, dört, sekiz veya on iki rekât namaz kılınır. Bu, Peygamber Efendimizin mübarek sünneti ile sabittir.

Hazret-i Aişe -radıyallahü Anhâ-‘den rivayet edildiğine göre Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm);

“Kuşluk namazını ikişer ikişer dört rekat olarak kılar, (bazen) dilediğince de arttırırdı.” (Müslim. Müsafirin, 78)

Duha (Kuşluk) Namazının en iyi vakti, gündüzün dörtte biri geçtikten sonradır.

Hadis-i Şerifte şöyle buyurulmaktadır;

“Günde iki rekat kuşluk namazı kılanın günahları denizlerin köpüğü kadar olsa, affedilir.” (İbni Mace, Tirmizi, Ebu Davud)

  • İşrak Namazı

İşrak namazı, sabah namazından sonra güneş doğup, kerahet vakti çıktıktan sonra iki veya dört rekat olarak kılınan nafile bir namazdır.

Diğer nafile namazlar gibi işrak namazı kılanlar, bu namazı kuşluk namazından ayrı olarak ve ondan önce kılarlar. Aslında işrak namazı kılındığı sırada kuşluk namazının vakti de girmiş bulunmaktadır. İşrak namazı, Güneş bir-iki mızrak boyu yükseldikten, yani güneş doğduktan 30-45 dakika arası geçinceye kadar kılınır.

İşrak namazı iki rekat veya dört rekat olarak kılınır. Bu namazın fazileti hakkında Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve selem) şöyle buyurmaktadır.

“Bir kimse sabah namazını cemâatle kıldıktan sonra oturup güneş doğuncaya kadar zikir ile meşgul olsa, güneş doğunca da iki rekat (İşrak) namaz kılsa, bir nafile hac ve umre sevabına nail olur.” (İhyâ, I. 336)

Güneş bir mızrak boyu yükselince aslında kuşluk (duha) namazı vakti başlamış olur. Kuşluk vakti örfe göre ise, günün dörtte biri geçtikten sonra başlar. Aslında her iki vakitte kılınan Kuşluk (Duha) ve İşrak namazı da sünnette yeri bulunan kuşluk namazıdır. Daha erken vakitte (kuşlukta) kılınan namaza özel mânâda “işrak” denmiştir. Genel kılınabilen vakitte kılınan namaza ise duha (kuşluk) namazı denmiştir.

Bu iki namaza iki ayrı namazdır diyenler varsa da (Nimetü’l-îslâm, s. 377,), esasen her iki namaz da duha namazıdır. İşrak namazı veya duha namazı; bu vakitlerde kılınan nafile namaz gerçekte duha namazıdır. Peygamber Efendimiz’in (asm) kuşluk vaktinde en az iki rekât namaz kılmayı tavsiye ettiğini, buna devam edenin denizköpüğü kadar da olsa günahlarının affedileceğini müjdelediğini Ebû Hüreyre (radiyallahü anh)’dan rivayet edilen hadisler vardır. (Tirmizî, Vitir, 474)

  • Evvabin Namazı

Evvâbîn kelime anlamı olarak, Evvâb kelimesinin çoğulu olup, tövbe ve istiğfar ederek Allah Teâlâ’ya çokça yönelen kişi anlamına gelmektedir.

Evvabin Namazı Akşam namazının sünnetinden sonra kılınan iki, dört veya altı rekatlık gayr-i müekked namazdır. En uygun olan şekli altı rekat halinde kılmaktır.

Evvabin namazını atlı rekat olarak ikişer rekat şeklinde, yani ikişer rekat şeklinde kılmamız daha güzel olacaktır. Her kılmak için niyet ederken “Niyet ettim Allah rızası için iki rekat evvabin namazını kılmaya” şeklinde niyet edilir.

Bir Hadis-i Şerifte şöyle buyurulmuştur;

“Bir kimse Akşam namazından sonra hiç konuşmadan altı rekat namaz kılsa, o namaz (sevap bakımından) on iki senelik ibadete denk olur.” (Tirmizi, Mevakit, 204)

  • Tahiyyetü’l Mescid Namazı

Tahiyye kelime anlamı olarak selam vermek demektir. Tahiyyetü’l-mescid, mescidin selâmlanması, saygı gösterilmesi anlamına gelse de aslında mescidlerin sahibi olan Allah’a saygı ve tâzim anlamını içermektedir

Ebû Katâde radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“Biriniz mescide girdiğinde, iki rekat namaz kılmadan oturmasın.” (Buhârî, Salât 60, Teheccüd 28; Müslim, Müsâfirîn 69, 70. Tirmizî, Salât 118; Nesâî, Mesâcid 37; İbni Mâce İkâmet 57)

Tahiyyetu’l-Mescid Namazı, Mescide girildiğinde oturmadan önce kılınan iki rekât nafile sünnet namazıdır.

Bir mescide sadece ziyaret için giden veya ilim öğrenmek, öğretmek gibi bir maksatla giren kimse orada nafile olarak iki rekat namaz kılar. Dileyen daha fazla da Tahiyyetü’l-mescid namazı kılabilir. Aynı mescide günde birden fazla girilmesi halinde bir kere tahiyyetü’l-mescid namazı kılmak yeterlidir.

Mescide girildikten sonra tahiyyetü’l-mescid kılmadan oturulursa, Hanefî ve Mâlikîler’e göre Tahiyyetü’l-mescid namazı yine de kılınabilir; ancak oturmadan önce kılmak daha faziletlidir. Şâfiîler’e göre ise eğer kişi kasten oturmuşsa bu namaz sâkıt olur.

  • Küsûf ve Husuf Namazı 

Küsuf ve Husuf namazı iki namaz nafile namazdır. Küsuf namazı güneş tutulunca, Husuf namazı ise ay tutulduğu zaman kılınır.

Küsûf Namazı: Güneş tutulmasından sonra kılınan nafile bir namazdır. Yaşandığı zaman, Cumayı kıldıran imam, ezansız ve kametsiz en az iki rekat namaz kıldırır. Kıraati gizli veya açıktan olabilir.

Husuf namazı: Ay tutulmasından sonra kişinin kendi evinde tek başına kıldığı nafile bir namazdır.

Küsûf ve husûf namazı İslâm hukukçularının büyük çoğunluğuna göre müekked yani Peygamber Efendimiz’in (sallallahü aleyhi ve selem) hiç terketmediği sünnettir.

Kur`ân-ı Kerim’de şöyle buyurulmaktadır:

“Gece, gündüz güneş ve ay, O`nun varlığını gösteren âyetlerdendir. Güneşe veya ay`a secde etmeyiniz. Bütün bunları yoktan var eden Allah`a secde ediniz” (Fussilet Suresi 37).

Bu âyet-i kerîme, ay ve güneş tutulması sırasında, bunları yaratan Allah için namaz kılmaya işaret etmektedir.

Küsûf ve husûf namazları cemaatle veya tek tek, gizli veya açık okunarak, hutbeli veya hutbesiz kılınması mümkün ve caizdir. Ancak bu namazın mescidde ve cemaatle kılınması daha fazîletlidir.

Hanefilere göre ise küsûf ve husuf namazı, bayram, cuma ve nâfile namazlar gibi iki rek’attan ibarettir. Ezansız, kametsiz, hutbesiz kılınır ve her rek’at; bir rükû ve iki secdeli olur.

Ebû Davud (r.a)’dan rivayet edildiğine göre:

“Rasûlüllah (s.a.v) iki rek’at namaz kıldı ve rek’atlarda ayakta duruşları (kıyamı) uzun yaptı. Sonra geri döndü, güneş açılınca da şöyle buyurdu:

“Bunlar, Allah’ın kendisiyle kullarını korkuttuğu belgelerdir. Bu gibi mucizeleri gördüğünüz zaman, farz namazlardan en yeni kıldığınız namaz gibi namaz kılınız” (Buhârî, Küsuf, 6, 14; Müslim, Küsûf, 21, 24; Ebû Dâvud, İstiskâ, 3, 4).

  • Tesbih Namazı

Tesbih namazı, ömürde bir kez olsun kılınması tavsiye edilen fazileti yüksek bir nafile namazdır.

Resûl-i Ekrem (s.a.v.) amcası Abbas’a, “Bak amca, sana tam on faydası olan bir şey öğreteyim; bunu yaparsan günahlarının ilki-sonu, eskisi-yenisi, bilmeyerek işlediğin-bilerek işlediğin, küçüğü-büyüğü ve gizli yaptığın-açıktan yaptığın on türlü günahını Allah bağışlar.” (Ebû Dâvûd, Tatavvu’, 14; Tirmizî, Salât, 238)

diyerek Tesbih Namazı’nı tavsiye etmiş ve öğretmiştir. Hz. Abbas da bunu her gün yapamayız, deyince Hz. Peygamber, bu namazın haftada bir, ayda bir, yılda bir veya ömürde bir defa kılınmasının da yeterli olacağını belirtmiştir.

Tesbih namazı, her rekatında Allah’ı zikreden tesbihin defalarca okunmasıyla oluşmaktadır.

Günahların afvına vesîle olan tesbih namazı 4 rek’atlı bir namazdır. Bu namazı kılabilmek için her rekatta aşağıdaki tesbih okunarak kılınır.

“Sübhânallâhi vel-hamdü lillâhi ve lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber. Ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil-aliyyil-aziym”

Tesbih namazındaki her rekatta okunan tesbih adedi 75’tir. Dört rekatta 300 adet tesbih okunmuş olur.

  • Yağmur İsteme (İstiska) Namazı

İstiskâ: “Su istemek” demektir. İhtiyaçları olan suyu bulamayanların geniş alanlara çıkıp duâ ve tazarru’da bulunarak Cenab-i Allah’tan yağmur niyaz etmelerine istiskâ (yağmur isteme duası) bu niyaz esnasında kılınan namaza da istiskâ namazı denir.

İlgili Diğer Konular

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün