Yaşam

Bir içtenlik yeter mutluluğa

Yaşamaya sebeptir mutluluk, çünkü bir içtenlik yeter mutluluğa! Mutluluk zamanı kısadır, duyguları yaşarız yıllarca ama ya mutluluk? Adı mutluluktur bu hayatın, içten samimi ve sevgi dolu...

Yaşamaya sebeptir mutluluk, çünkü bir içtenlik yeter mutluluğa! Mutluluk zamanı kısadır, duyguları yaşarız yıllarca ama ya mutluluk? Adı mutluluktur bu hayatın, içten samimi ve sevgi dolu…

Bir içtenlik yeter mutluluğa

Şarkılar mı anlatır hayatı? Yoksa filmlerdeki gibi midir hayat? Zorluk çıkaran kendisi midir, yoksa sorgulayan biz mi? Oysa çok basit olabilir mutluluk.

Bir içtenlik yeter mutluluğa, yaşamaya sebep. Bir gülüş, bir nefes yeter en güzel anılara, asıl zorluk gülebilmekte, fark edebilmekte en güzel anları. Herkes gülmez bu dünyada, herkes öyle her şeye mutlu olmaz şu hayatında. Oysa hayat nedir ki? Sen hiç görebildiğin için mutlu oldun mu?

Asıl mutluluk gökyüzüne bakabilmektir. Mutluluğu fark edene kadar yaşa, kaybedene kadar değil!

Gerçekten görebilen anlar mutluluğu, kaybedince anlayanlar, onlar herkese her şeye yenilenler zamana, hayata, ölüme yenilenler yaşayan ölüler artık anlasalar da asıl mutluluğu bir daha yakalayamayacaklar.

Tolstoy’un Diriliş adlı eserinde söylediği gibi “Eşyalara karşı sevgisiz davranabilir insan: ağacı kesebilir, çamurdan tuğla yapabilir, acımadan dövebilir demiri, ama arılara karşı dikkatsiz davranamayacağı gibi, insanlara karşı da sevgisiz davranamaz”

Siz kaybeden olmayın. Sevdiklerinize değer verin, sevilmek ayıp olmadığı gibi sevmek de ayıp değildir. Kötülüklerin egemen olduğu bu dünyada siz seven taraf olun.

Ahmet Hamdi Tanpınar bütün meseleyi açıklamış aslında;

“İnsan ruhunun en az sabır gösterdiği şey mutluluktur. Şöyle bir düşünelim; acıyı uzun süre taşırız omuzlarımızda, nefreti, kini yıllarca saklarız zihnimizin keseciklerinde, sabrederiz yoksulluğa, yolsuzluğa, amansız saldırılara, suratımızı asıp otururuz saatlerce, duyguları yaşarız yıllarca ama ya mutluluk? Ona sabrımız yoktur, gelir geçer ömür misali bir an, ansızın.”

Ne kadar haklı olduğunu düşünüyorsunuz öyle değil mi? Şu koca hayatı büyük bir hiç için yaşamamalıyız… Nasıl bir ağacın var olma amacı meyve vermek, havayı temizlemek ise bir insanın var olma amacı sevmek olmalı. Seni yaratanı, yaratılanı geçmiş olanı, gelecek olanı sevmek olmalı.

Kendini, geçmişini sevmeyen biri mutlu olamaz. Zira hayat kin tutmak için oldukça kısa. Hayat her şey getirebilir ama unutmamalıyız ki öleni kimse getiremiyor. Tıpkı Kanuni Sultan Süleyman’ın vasiyeti gibi “Tek elimi tabuttan dışarı çıkarın ki, Cihan Padişahı Kanuni’nin bile dünyadan eli boş gittiğini görsünler” demiş. Kanuni Sultan Süleyman’ın bile eli boş gittiği bu dünyada bizim götürebileceğimiz tek şey yaptıklarımızdır.

 Yazar : Azra Şahin

Bu yazılar da ilginizi çekebilir:

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün