Gündem

Kadına Yönelik Şiddette Türkiye Gerçekleri

Kadına yönelik şiddette Türkiye gerçekleri. Türkiye'de 2024'te kaç kadın öldürüldü? Kadına şiddet ve Türkiye istatistikleri nedir?

Kadına yönelik şiddette Türkiye gerçekleri nedir? Türkiye kadına şiddette kaçıncı sırada? Kadına şiddetin etkileri nelerdir? Türkiye’de 2020, 2021 ve 2022, 2023, 2024 yılında kaç kadın öldürüldü? Türkiye Kadına yönelik şiddette ilk sırada mı? Kadın cinayetlerinin en çok işlendiği ülkeler hangisi? Aile içi şiddetle ilgili güncel istatistikler nelerdir? Kadına yönelik şiddet tarihte ilk ne zaman kaydedildi?

Peki Kadına yönelik şiddette Türkiye’de kadına yönelik şiddet hakkında kanun var mı? 6284 sayılı kanun yürürlükte mi? Kadına yönelik şiddette Türkiye istatistikleri ve güncel veriler nedir? Kadına Şiddet Araştırması 2021 ve 2022, 2023, 2024 Türkiye Kadın cinayetleri…

Her yıl olduğu gibi bul yıl da 25 Kasım tarihinde ülkemizde ve tüm dünyada Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak kutlanmaktadır.

2019 yılında Belçika’nın başkenti Brüksel, 25 Kasım’da Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında ilginç bir açık hava sanat sergisine ev sahipliği yapmış ve Jourdan Meydanı’ndaki ‘kırmızı ayakkabılar’ dikkatleri şiddet gören ve hayatını kaybeden kadınlara çekmeyi amaçlıyordu.

Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında açılan sergide Meksikalı ödüllü sanatçı Elina Chauvet için kırmızının birkaç anlamı var. Sanatçıya göre kan dökülmesini, aynı zamanda değişimi, umudu ve sevgiyi temsil ediyor.

Kadına karşı şiddet yalnızca fiziksel ya da cinsel boyutta değil. Ekonomik ve duygusal şiddet biçimleri de mevcut. En az bir kere evlenmiş kadınlar üzerinden yapılan araştırma, kadınların yalnızca yüzde 11’inin maruz kaldığı şiddeti ihbar ettiğini bildiriyor.

Türkiye’de 2024 yılında kaç kadın öldürüldü?

2024 yılında Türkiye’de kadın cinayetleri ve şüpheli kadın ölümleri ciddi bir sorun olmaya devam ediyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre, 2024 yılı henüz tamamlanmadan en az 405 kadın öldürüldü. Ayrıca, 276 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulundu.

Kadın Cinayetlerinin Nedenleri

Kendi Hayatına Dair Karar Almak: Kadınların büyük bir kısmı, boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek veya ilişkiyi sonlandırmak gibi kendi hayatlarına dair kararlar almak istedikleri için öldürüldü.

  • Ekonomik Nedenler: Bazı kadınlar ekonomik nedenlerle öldürüldü.
  • Diğer Nedenler: Bazı kadınlar ise failin kişisel nedenleri veya öfke patlamaları nedeniyle öldürüldü.

Şüpheli Kadın Ölümleri

  • Artış: Şüpheli kadın ölümleri, geçen yıla göre artış göstererek 276’ya yükseldi.
  • Tespit Edilemeyen Nedenler: Birçok şüpheli ölümde, kadınların neden öldüğü tespit edilemedi. Bu durum, kadın cinayetlerinin ve şiddetin görünmez kılınmasının bir sonucu olarak değerlendiriliyor.

Bölgesel Dağılım

İstanbul: En fazla kadın cinayetinin yaşandığı illerden biri.

Diğer İller: Adana, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde de yüksek sayıda kadın cinayeti rapor edildi.

Bu veriler, kadın cinayetlerinin ve şüpheli kadın ölümlerinin ne kadar ciddi bir sorun olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Kadınların güvenliğini sağlamak ve bu tür olayları önlemek için daha fazla önlem alınması gerektiği açıkça görülüyor.

Kadına Yönelik Şiddette Türkiye

Hem Avrupa’yı hem de Asya’yı kapsayan Türkiye, yaklaşık 85 milyon kişiye ev sahipliği yapıyor. Ayrıca Uluslararası ve geçici koruma altındaki 5 milyon kişiye ev sahipliği yapan Türkiye, dünyada en fazla mülteciyi barındıran ülkesi konumunda.

Türkiye’de kadına yönelik şiddet, ciddi bir toplumsal sorun olmaya devam ediyor. 2024 yılı verilerine göre, Türkiye’de en az 405 kadın öldürüldü ve 276 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulundu. Bu durum, kadına yönelik şiddetin ne kadar yaygın ve derinlemesine bir sorun olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

Kadına Yönelik Şiddetin Boyutları

  • Fiziksel Şiddet: Kadınların büyük bir kısmı, eşleri veya partnerleri tarafından fiziksel şiddete maruz kalıyor. Bu şiddet türü, darp, yaralama ve hatta öldürmeye kadar varabiliyor.
  • Psikolojik Şiddet: Kadınlar, duygusal ve psikolojik baskı altında kalabiliyor. Bu tür şiddet, tehdit, aşağılama ve sürekli kontrol etme gibi davranışları içeriyor.
  • Ekonomik Şiddet: Kadınların ekonomik özgürlükleri kısıtlanarak, maddi bağımlılık yaratılıyor. Bu durum, kadınların iş hayatına katılımını engelleyebiliyor ve ekonomik bağımsızlıklarını zayıflatıyor.
  • Cinsel Şiddet: Kadınlar, cinsel saldırı ve taciz gibi cinsel şiddet türlerine maruz kalabiliyor. Bu tür şiddet, kadınların beden bütünlüğüne ve cinsel özgürlüklerine yönelik ciddi bir tehdit oluşturuyor.

Mücadele ve Önlemler

  • Yasal Düzenlemeler: Türkiye’de kadına yönelik şiddetle mücadele için çeşitli yasal düzenlemeler yapılmıştır. 6284 sayılı Kanun, kadınların korunması ve şiddetin önlenmesi amacıyla önemli bir yasal çerçeve sunmaktadır.
  • KADES Uygulaması: İçişleri Bakanlığı tarafından geliştirilen Kadın Acil Destek İhbar Sistemi (KADES), kadınların acil durumlarda yardım alabilmesi için önemli bir araçtır. Bu uygulama, kadınların hızlı bir şekilde polise ulaşmasını sağlamaktadır.
  • Toplumsal Farkındalık: Kadına yönelik şiddetle mücadelede toplumsal farkındalık yaratmak büyük önem taşımaktadır. Eğitim kampanyaları, medya çalışmaları ve sivil toplum örgütlerinin faaliyetleri, bu konuda bilinç oluşturmayı hedeflemektedir.

İstatistikler ve Veriler

Kadın Cinayetleri: 2023 yılında Türkiye’de 315 kadın cinayeti işlendi ve 248 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulundu.

Şiddet Türleri: Kadınların %59.1’i evli oldukları dönemde fiziksel şiddet görmektedir. Bekar kadınlarda bu oran %9.9, boşanan kadınlarda ise %20.2’dir.

Sözleşmeden Vazgeçmek Neden Şiddetin Normalleşmesine Yol Açabilir?

İstanbul Sözleşmesi, kadınların şiddet, evlilik içi tecavüz ve kadın sünnetine karşı haklarını korumak için oluşturulan ilk bağlayıcı yasal belgedir. Bu, anlaşmanın maddelerini ulusal mevzuatlarına uyarlamalarını gerektirdiğinden, onaylanmış devletler için ileriye doğru atılmış önemli bir adımdır.

Orta ve Doğu Avrupa’daki yüksek eş şiddeti (aile içi şiddet) oranları, sosyal hizmetlerin eksikliği, etkisiz mevzuat ve politikalar ve şiddet vakalarına ilişkin yetersiz veriler nedeniyle daha da ağırlaşıyor.

Sözleşme, bu sorunları çok çeşitli mekanizmalar aracılığıyla ele almayı amaçlamaktadır. Örneğin, Türkiye’de toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle ilgili resmi istatistikler eksik ve kadın hakları grupları 2020’de 409 kadının aile içi şiddet nedeniyle öldürüldüğünü bildirdi. İstanbul Sözleşmesi, hükümetlerin veri toplamasını şart koşuyor.

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı tarafından yürütülen bir araştırma, bölgedeki kadınların sadece %7’sinin aile içi şiddeti polise bildirdiğini ortaya koyuyor. Kadınların çoğu, şiddete maruz kaldıklarında ne yapacaklarını bilemediklerini ve sığınma evlerinden veya yardım sunan yerel hizmetlerden habersiz olduklarını itiraf etti.

Grevio Mekanizması adı verilen ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından denetlenen bağımsız uzman komitesi, üye devletlerin yasal yükümlülüklerini ve tedbirlerin uygulanmasını izlemek üzere Sözleşme tarafından kurulmuştur. Bu da sözleşmeyi onaylanan devletlerin önemli sosyal, yasal ve politik değişiklikler yapmasını ve bunu yapmadıkları durumlarda yasal sorumluluk kabul etmesini gerektirecektir. Bu kulağa iyimser gelse de, siyasi düşmanlık söylemiyle güçlendirilen geri çekilmenin domino etkisi, kadına yönelik şiddetle mücadele için insani, mali ve yasal kaynakları harekete geçirmek yerine tercih edilen yasal boşluk haline gelebilir.

Kadın, Barış ve Güvenlik Endeksi açıklandı: Türkiye 99. Sırada

2024 yılında yayımlanan Kadın, Barış ve Güvenlik Endeksi (WPS Index)’inde, Türkiye 177 ülke arasında 99. sırada yer almıştır. Türkiye, Orta ve Doğu Avrupa ile Orta Asya Doğu ülkeleri arasında sınıflandırılmıştır1. Endeks, kadınların eğitim, toplumsal güvenlik, ekonomik güçlendirme ve politik katılım alanlarında değerlendiriliyor.

Türkiye’nin Durumu

  • Eğitim: Türkiye, bu kategoride orta düzeyde yer alıyor.
  • Toplumsal Güvenlik: Türkiye, bu kategoride düşük bir performans sergiliyor.
  • Ekonomik Güçlendirme: Türkiye, bu kategoride orta düzeyde yer alıyor.
  • Politik Katılım: Türkiye, bu kategoride düşük bir performans sergiliyor.

Bu endeks, dünya genelinde kadın haklarının ilerlemesini ve daha barışçıl toplumlar yaratılmasını hedefliyor.

Cinsiyete dayalı şiddette artış

Türkiye’de kadın cinayetlerinin sayısı önceki yıllara göre önemli ölçüde artmıştır. 474 kadının öldürüldüğü 2019 yılı, ülkede son 10 yılda en fazla kadının öldürüldüğü yıl oldu.

Türkiye’de kadın cinayetlerine dair resmî kurumlar ve kadın örgütleri tarafından açıklanan farklı veriler bulunsa da Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu yıllık raporuna göre 2020 yılında ise erkekler tarafından 300 kadın öldürülmüş, 171 kadın şüpheli şekilde ölü bulunmuştur. 2010-2019 yılları arasında kadın cinayetlerinin sayısında sadece, İstanbul Sözleşmesi’nin imzalandığı yıl olan 2011 yılında düşüş görülmüştür.

Kadına Şiddete Hayır

En son resmi verilere göre, Türkiye’de yaklaşık her on kadından dördü yaşamı boyunca fiziksel ve/veya cinsel şiddete maruz kalmıştır. Bazı durumlarda istismarcıları defalarca yetkililere bildirmiş olmalarına rağmen, her yıl yüzlerce kişi partnerleri tarafından öldürülüyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün “Türkiye’de Aile İçi Şiddetle Mücadele: Kadınların Ölümcül Etkisi” adlı yeni bir rapora göre, yetkililer yasaklama emirlerine uyulmasını, ihlallerin cezalandırılmasını ve faillerin yargılanmasını sağlasaydı, bazı durumlarda ölümleri muhtemelen önlenebilirdi.

Erkek Şiddeti En Çok Ev İçinde

Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC) 25 Kasım 2018 Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde açıkladığı “Küresel Cinayet Raporu”na göre 2017’de 87 bin kadın kasten, bu kadınların yarısından fazlası (yüzde 58’i) partnerleri ya da aile üyeleri tarafından öldürüldü. Bu verilere göre her gün ortalama 137 kadın bir partner ya da aile üyesi tarafından öldürülüyor.

Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Eylem Konferansı

“Kadın Cinayetleri Önlenebilir” kampanyasının ilk adımı olan 2021 Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Eylem Konferansı 27-28 Kasım tarihlerinde düzenleniyor.

Kadın cinayetleri nasıl önlenir? Kadın cinayetleri haberleri nasıl yapılmalı? Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Eylem Konferansı’nda kadınlar tartışacak, “Kadın Cinayetlerini Haberleştirme Kılavuzu” medyanın dikkatine sunulacak.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nün sembolü kırmızı ayakkabı oldu

Türkiye’de kadına yönelik şiddet hakkında kanun

Şiddet gören ya da bu yönde bir tehdit altında bulunan kadın, çocuk, aile bireyi ve tek taraflı ısrarlı takip mağdurlarının korunması ve bu kişileri hedef alan şiddetin önlenmesi için alınacak önlemleri düzenlemek amacıyla 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, 8 Mart 2012 tarihinde oy birliğiyle TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilmiş ve 20 Mart 2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Kadına şiddet nereden çıktı?

Kadına yönelik şiddet tarih boyunca kabul görmüş hatta göz yumulmuştur. 2000 yıldan daha uzun bir süre önce, Roma hukuku bir erkeğe karısı üzerinde ölüm kalım yetkisi veriyor, 18. yüzyılda İngiliz ortak hukuku, bir erkeğe karısını ve çocuklarını başparmağından daha geniş olmayan bir sopa veya kırbaçla disipline etme izni veriyordu.

Kadına yönelik şiddet, tüm dünyada çok eski bir olgu olmasına rağmen, hukuksal ve uluslararası metinlerde insan hakları kavramı çerçevesinde bir sorun olarak ele alınması ve önlenmesine yönelik çalışmaların başlatılması 1960’lar ve 1970’lerde Kadın Kurtuluş Hareketi’nin de etkisiyle aile içi şiddet gündeme geldi.

Yıllar geçtikçe, ülke toplumlarında aile içi şiddet, şiddet içeren bir suç eylemi olarak görülmeye başlandı. Aile içi şiddete karşı tutum değişmeye başladıkça ceza adaleti sistemi de değişti.

Bu yazılarda ilginizi çekebilir; 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün