“Rabbi İnni Lima Enzelte İleyye Min Hayrin Fakir” Duası
"Rabbi İnni Lima Enzelte İleyye Min Hayrin Fakir" Duası ile Arapça Türkçe Okunuşu ve Anlamı. Hz. Musa'nın iş ve rızık duası. Anlamı, hikayesi, nasıl okunur?

“Rabbi İnni Lima Enzelte İleyye Min Hayrin Fakir” Duası ile Arapça Türkçe Okunuşu ve Anlamı. Hz. Musa’nın iş ve rızık duası. Anlamı, hikayesi, nasıl okunur? 11 kere okunur mu? Tüm gerçekleri ve faziletleri bu yazıda. Oku, öğren, uygula.
Sosyal medyada, WhatsApp gruplarında dolaşan bu tavsiyeyi duydunuz mu? Peki ya ardındaki muazzam hikayeyi, o duayı eden peygamberin yolunu kaybetmiş, karnı aç, gelecek korkusuyla titreyen bir ‘mülteci’ olduğu anı biliyor musunuz?
“Rabbi innî limâ enzelte ileyye min hayrin fakîr.”
Bu sadece bir dua değil. Bu, Medyen çölünde bir kuyu başında, tüm acziyetiyle Rabbine sığınan bir gencin çığlığıdır. Ve belki de bugün, kariyer telaşıyla, geçim endişesiyle yanıp tutuşan modern insanın da tam aradığı şey: Çaresizliğin değil, çareye giden yolun formülü.
Bu yazıda, bu duayı bir ‘sihirli büyü’ olmaktan çıkarıp, Hz. Musa’nın (a.s.) ayak izlerinden gerçek bir ‘hal’ ve ‘eylem’ rehberine dönüştüreceğiz. ‘Kaç kere okunur?’ sorusunun ötesine geçip, ‘Nasıl bir kalple okunur?’ sorusunun peşine düşeceğiz. Hazır mısınız? Hikaye, Mısır’dan kaçan bir peygamberle başlıyor…
“Rabbi İnni Lima Enzelte İleyye Min Hayrin Fakir” Duası
“Rabbi innî limâ enzelte ileyye min hayrin fakîr” duası, Kur’an-ı Kerim’de Kasas Suresi’nin 24. ayetinde Hz. Musa’nın (a.s.) dilinden aktarılan son derece teslimiyet ve tevazu ifade eden bir duadır.
Arapça Okunuşu:
رَبِّ إِنِّي لِمَا أَنْزَلْتَ إِلَيَّ مِنْ خَيْرٍ فَقِيرٌ
Türkçe Meali:
“Rabbim! Bana indireceğin her hayra (lütuf ve nimete) muhtacım.” veya “Rabbim! Bana lütfettiğin her iyiliğe gerçekten muhtacım.”

📜 Ayetin Bağlamı (Kasas Suresi 22–28)
1. Hz. Musa, Mısır’dan kaçar ve Medyen’e varır.
Firavun’un adamlarından kaçarken yorgun, aç ve yalnızdır.
2. Medyen’de bir kuyunun başına gelir.
Çobanların hayvanlarını suladığı bu kuyuda, hayvanlarını erkek çobanlardan dolayı geride bekleten iki genç kadın görür.
3. Musa (a.s.) iki kadına yardım eder.
Onların hayvanlarını suladıktan sonra gölgeye çekilip oturur ve tam o sırada bu meşhur duayı eder:
“Rabbi innî limâ enzelte ileyye min hayrin fakîr.”
“Rabbim! Bana indireceğin her hayra muhtacım.”
📌 Önemli not:
Yani Musa dua ettikten sonra hikâyenin devamı açılır.
4. Kızlardan biri, yürüyüşündeki haya ve edep ile Musa’ya gelir.
Onu babalarına davet eder.
5. Musa, kızların babasına yaşadıklarını anlatır.
Bu kişi Kur’an’da ismi geçmeyen, İslam geleneğinde Şuayb (a.s.) olduğu rivayet edilen salih bir zattır.
6. Kızlardan biri babasına Musa’yı tavsiye eder:
“Babacığım, onu ücretle tut. Çünkü ücretle tuttuklarının en hayırlısı, güçlü ve güvenilir olandır.”
7. Baba, Musa’ya bir teklif sunar:
Kızlarından biriyle evlenmesi şartıyla 8 yıl, isterse 10 yıl yanında çalışması.
8. Musa bu teklifi kabul eder.
Ve bu şekilde Medyen’de yeni bir hayata başlar.
✔ Kısaca toparlarsak:
- Musa Medyen’e gelir.
- İki kızın hayvanlarını sular.
- Gölgeye çekilip oturur ve “Rabbi innî…” duasını eder.
- Kızlardan biri gelip Musa’yı babasına götürür.
- Baba ile konuşma olur.
- Kızın Musa’ya “güçlü ve güvenilir” nitelemesi yapılır.
- Baba çalışma + evlilik teklifini sunar.
- Musa kabul eder.
Ayetin tamamı şöyledir:
Kasas Suresi, 24. Ayet:
“فَسَقَىٰ لَهُمَا ثُمَّ تَوَلَّىٰ إِلَى الظِّلِّ فَقَالَ رَبِّ إِنِّي لِمَا أَنْزَلْتَ إِلَيَّ مِنْ خَيْرٍ فَقِيرٌ”
(Fe sekâ lehumâ summe tevellâ ilez zılli fe kâle rabbi innî limâ enzelte ileyye min hayrin fakîr.)
“Bunun üzerine (Musa) onların davarlarını suladı. Sonra gölgeye çekilip, ‘Rabbim! Doğrusu bana indireceğin her hayra (lütuf ve nimete) muhtacım’ dedi.”
Duadaki Temel Kavramlar ve Anlam Derinliği:
- “Rabbi” (Rabbim): Duaya en yakın, her şeyin terbiye edicisi, ihtiyaçlarını karşılayan Rabbi’ne yönelerek başlar.
- “İnnî” (Muhakkak ki ben): Vurgu ifade eder. “Ben, şu halimle…” anlamındadır.
- “Limâ” (Ne varsa, her ne ki): “Azına çoğuna, küçüğüne büyüğüne bakmaksızın, her türlü hayır” anlamında kapsayıcı bir kelimedir.
- “Enzelte” (İndirdiğin): “İndirmek/ lütfetmek/ vermek” anlamındadır. Nimetin yüce Allah’tan gelen bir ihsan, bir bağış olduğunu gösterir.
- “Hayr” (Hayır): Burada sadece maddi nimetleri değil, sağlık, güvenlik, huzur, ilim, saliha eş, bereketli rızık, takva gibi tüm maddi ve manevi iyilikleri kapsar.
- “Fakîr” (Fakir, muhtaç): Duadaki en çarpıcı kelimedir. “Ben gerçekten fakirim, yoksulum, muhtacım” anlamına gelir. Bu, sadece maddi fakirlik değil, mutlak bir acziyet, tam bir ihtiyaç ve Allah’a olan kesin bağımlılık ifadesidir.
Duanın Mesajı ve Hikmetleri:
- Tam Tevekkül ve Teslimiyet: Hz. Musa, tüm sıkıntılarına rağmen isyan etmez, şikayet etmez. Durumunu olduğu gibi, acziyetiyle Rabbine arz eder.
- Tevazu ve Yakarış: İnsanın, ne kadar zor durumda olursa olsun, Allah’ın lütfundan ümidini kesmemesi ve O’na yalvarması gerektiğini öğretir.
- Nimetin Kaynağını Bilme: Her hayrın, her iyiliğin gerçek kaynağının Allah (c.c.) olduğunun bilinciyle dua etmektir.
- Kapsayıcı Bir İstek: Dua, “şu arabaya, şu eve, şu paraya muhtacım” şeklinde sınırlı değildir. “Bana vereceğin her türlü iyiliğe, lütfa, nimete muhtacım” şeklinde geniş ve kuşatıcıdır.
Ne Zaman ve Nasıl Okunur?
Bu dua, özellikle şu durumlarda bir yakarış ve zikir olarak okunabilir:
- Maddi veya manevi sıkıntı, yokluk ve ihtiyaç anlarında.
- Allah’tan hayırlı bir rızık, bereket, evlilik, iş vb. isterken.
- Tevekkül ve teslimiyetin artması, şükür duygusunun güçlenmesi için.
- Hz. Musa’nın (a.s.) bu güzel tavrını örnek almak ve onunla manevi bir bağ kurmak amacıyla.
Önemli Not: Dua bir ayet olduğu için abdestli olarak okunması ve saygıyla tilavet edilmesi tavsiye edilir. Ancak her halükarda Allah’a yönelik samimi bir yakarıştır.
Sonuç olarak bu dua, kulun aczini, Rabbi’nin sonsuz kerem ve rahmetine olan ihtiyacını en saf, en derin ve en teslimiyetli şekilde ifade eden mucizevi bir ifadedir.
💫 Bu Duanın Faziletleri
Bu, duanın en güçlü yanıdır. Bu dua, sıradan bir insanın değil, ülü’l-azm bir peygamberin, en zor anında ettiği ve Allah katında makbul olan bir duadır. Kur’an’ın bize aktardığı bu dua, aynı zamanda bir dua prototipidir. Hz. Musa o anda ne istedi? Güven, yuva, rızık, istikrar. Ve Allah ona hepsini lütfetti. Bu dua, “Ey Rabbim, ben de senin kulunum, ben de aynı haldeyim, bana da bu kapıdan rahmet et” demenin en güçlü vesilelerinden biridir.
Bu dua özellikle şu niyetlerle çok okunur:
✔ Rızık genişliği ve bereket için
Allah’tan helal kapılar, yeni iş fırsatları, bolluk ve kolaylık istemek için okunur.
✔ Darda kalan kişinin ferahlaması
Ayette, Hz. Musa’nın çok zor bir durumda yaptığı içli bir yakarıştır. Bu yüzden sıkışan kişinin çıkış kapılarının açılması için çok etkilidir.
✔ İş, maddi fırsat ve destek istemek
Yeni iş kapıları, uygun kişilerle karşılaşmak, hayırlı fırsatların gelmesi için okunur.
✔ Kaderde hayırlı kolaylıkların açılması
“Rabbim karşıma hayırlı insanları, hayırlı imkanları çıkar.” niyeti için de tercih edilir.
✔ “Hayr”ın Tanımını Genişletir: Beklenmedik İyiliklere Açık Olmak
Dua, “limâ” (her ne ki) ve “hayr” (hayır) kelimeleriyle son derece kapsayıcıdır. “Sadece şu işi değil, bana göndereceğin HER türlü iyiliğe muhtacım” der. Bu, bizi dar kalıplardan kurtarır. Belki istediğimiz iş çıkmaz, ama daha sağlıklı bir iş ortamı, beklenmedik bir serbest zaman (kendini geliştirmek için) veya daha değerli bir fırsat çıkar. Bu duanın faziletlerinden biri de bize en hayırlısını vermesi için Allah’a tam bir yetki devridir.
✔ Kıssa ile Bağ Kurmak: Peygamberlerin Yol Arkadaşı Olmak
Bu duayı okumak, sadece kelimeleri tekrarlamak değil, aynı zamanda Hz. Musa’nın yolculuğuna ortak olmak, onunla manevi bir rabıta kurmaktır. “Ey Musa, senin o anki hissettiğini ben de hissediyorum, aynı Rabb’e yöneliyorum” demektir. Bu, mümini yalnız hissettirmeyen, onu peygamber kıssalarının canlı mirasına dahil eden bir fazilettir.
📿 Nasıl ve Ne Kadar Okunur?
Duayı okumanın şekli (edep/adab), okuma sayısından çok daha önemlidir. Bazı alimler ve tasavvuf ekolleri, duaların belirli sayılarla okunmasının (esmaül hüsna, bazı ayetler) daha tesirli olabileceğini belirtmişlerdir. 7 ve 11 sayısı, özellikle bu duayla ilgili olarak halk arasında yaygınlaşmış bir gelenektir.
Belirli bir sayı (3, 7, 11, 33 gibi) belirlemek, kişiye bir düzen, disiplin ve odaklanma sağlar. Zihnin dağılmasını önler. “Bugün 7 kere okuyacağım” demek, duayı bir alışkanlık (vird) haline getirmeye yardımcı olur.
İşte dikkat etmeniz gerekenler:
Katı bir sayı yoktur ama en yaygını:
- 7 veya 11 kez sabah
- 7 veya 11 kez akşam
veya - 111 kez niyet ederek (özellikle rızık açılması için)
Okurken kalben şunlar niyet edilir:
“Allah’ım… Bana hayırlı kapılar aç, helal rızık gönder, önümdeki tüm engelleri kaldır, beni hayırlı insanlar ve hayırlı fırsatlarla buluştur.”
🌙 Kısa Bir Niyet Cümlesi:
Dua bittiğinde şu niyet söylenebilir:
“Ya Rabbi, bana lütfedeceğin tüm hayırlara muhtacım. Bana genişlik ver, kolaylık ver, kapılarımı aç, gönlüme ferahlık indir. Amin.”
SONUÇ: Bir Dua Metninden Ötesi
Evet, “Rabbi innî limâ enzelte ileyye min hayrin fakîr” duası, Arapçasıyla, Türkçe mealiyle ve hatta belli sayılarla okuma tavsiyeleriyle elimizde duran bir metin. Ancak bu yazı boyunca gördüğümüz gibi, onun asıl kıymeti kelimelerin ötesinde
Hz. Musa’nın Medyen kuyusu başındaki o anını doğru anlamak, bu duayı okumanın bize asıl ne kazandıracağını da gösteriyor. Özetle, bu kıssa ve dua bize üç temel direk sunuyor:
1. ‘Fakir’ Olmanın Gücünü Keşfet:
Dua, Hz. Musa’nın en muhtaç, en yalnız ve en çaresiz anında dudaklarından döküldü. Bu bize şunu öğretiyor: Duanın gerçek gücü, her şeyimiz varken değil, hiçbir şeyimiz yokmuş gibi hissettiğimizde; “güçlü” görünme maskemizi düşürüp, gerçek ve çıplak “fakr” halimizle Allah’ın huzuruna durduğumuzda tecelli eder. Bu, zayıflık değil, en büyük güç kaynağına bağlanmaktır.
2. ‘Hal’ini, ‘Sayı’sından Üstün Tut:
Kıssanın detayları, bizi “11 kere mi, 7 kere mi?” takıntısından alıp çok daha önemli bir soruya götürüyor: “Hz. Musa’nın o andaki ‘hal’ini, o samimi, teslimiyet dolu, beklentisiz yakarışını nasıl yakalarım?” Bu, mekanik bir tekrardan çok, bir iç yolculuk çağrısıdır. Dua, bir ritüel değil, bir ruh halidir. Sayılar ancak bu hale ulaşmada bir araç olabilir, asıl hedef değil.
3. Dua ve Eylemin Dansını Öğren:
En çarpıcı ders belki de burada. Hz. Musa sırayı şöyle takip etti:
1. ADIM: Harekete Geçti → Kızların hayvanlarını suladı (somut iyilik, çaba).
2. ADIM: Durdu ve Dua Etti → Gölgeye çekilip içindeki muhtaçlığı itiraf etti (teslimiyet).
3. ADIM: Yeni Hareket Kapısı Açıldı → Davet geldi, teklif sunuldu.
Bu, “önce sen gayret et, sonra kalbini O’na aç” şeklindeki kadim dengenin Kur’an’daki en güzel örneklerinden biridir. Dua, tembelliğin değil, eylemin bereketlenmesinin ve yön bulmasının anahtarıdır.
Sana Çağrı: Duayı Hayatına Kat, Hayatını Duana Kat
Bu nedenle, bu duayı okumaya karar verdiğinde, sadece dilini değil, halini de hazırla. İster iş arıyor ol, ister bir sıkıntı içinde, ister şükredecek bir nimet bul.
- Önce elinden geleni yap – CV’ni gönder, araştır, öğren, iyilik yap.
- Sonra kenara çekil ve bu duayı, Hz. Musa’nın o gölgedeki haliyle oku: “Rabbim, yaptıklarım yetmez, ben Sen’in lütfuna muhtacım.”
- Ardından yeni kapıyı gözle – Bu, belki beklediğin telefon değil, içine doğan yeni bir fikir, karşına çıkan farklı bir fırsat veya kalbine dolan bir huzur olabilir.
Unutma: “Rabbi innî lima…” bir sihirli formül değil, bir hayat yöntemidir. Onu, derin bir Kur’an analizinin ve psikolojik bir içgörünün ışığında benimsediğinde, sen de sıradan bir “dua metni” okuyucusu olmaktan çıkıp, Hz. Musa’nın izinden giden bir “hal yolcusu” olacaksın.
Ve bilesin ki, aynı Rabbi’ne, aynı fakr ile yönelen her kul için, Medyen’den sonraki bereket kapısı her daim açıktır.
#RabbiİnniLima #HzMusa #Dua #Teslimiyet #İşDuası #KuranKıssaları #ManeviYolculuk
Bu yazılar da ilginizi çekebilir;
>









