Cuma HutbesiGündem

Cuma Hutbesi 15 Mart 2019 “Çanakkale Zaferi ve Birlik Ruhu”

Türkiye Geneli Diyanet İşleri Başkanlığı Cuma Hutbesi Diyanet İşleri Başkanlığının Yayımladığı 15 Mart 2019 Cuma Hutbesi

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 15 Mart 2019 tarihli Cuma Hutbesi yayımlandı. Tüm camilerde okunacak Diyanet Cuma Hutbesi konusu “Çanakkale Zaferi ve Birlik Ruhu” oldu. İşte Bu haftanın hutbesi

Her hafta Cuma Namazında Camilerde okunan Cuma Hutbesi’nin konusu belli oldu.

Diyanet işleri başkanlığı tarafından 15 Mart 2019 tarihli Cuma Hutbesinin konusunu açıkladı. Diyanet işleri başkanlığı tarafından her hafta yayımlanan cuma hutbesinin bu haftaki konusu “Çanakkale Zaferi ve Birlik Ruhu” oldu.

15.03.2019 Tarihli Cuma Hutbesi yazımızdan okuyabilirsiniz.

Diyanet Cuma Hutbesi 15 Mart 2019

HAFTANIN HUTBESİ 
TARİH : 15.03.2019

Hutbeyi indir

15 Mart 2019 tarihli Diyanet İşleri Başkanlığının yayımladığı Cuma Hutbesi Pdf ve Word formatı olarak indirebilirsiniz.

PDF İçin Tıklayınız
Word İçin Tıklayınız

Çanakkale Zaferi ve Birlik Ruhu

Muhterem Müslümanlar!

Vatan, insanın huzur ve güven içinde yaşadığı, hür olmanın şerefini taşıdığı topraktır. Aynı değerler uğruna baş koyanların, aynı ideallerle geleceği inşa edenlerin yurdudur. Dinini, milletini, şeref ve izzetini korumak için şehadet şerbeti içenlerin, gazi olup varlığından geçenlerin emanetidir. Bu emanete sahip çıkıp onu savunmanın karşılığı ise özgürlüktür.

Kıymetli Müminler!

Allah’ın korunmasını emrettiği mukaddes değerler uğruna can vermenin adı olan şehitlik, dinimize göre en yüce makamlardan biridir.  Çünkü şehit; din, vatan, millet, devlet ve istiklal uğruna anadan, babadan, yârdan, evlâttan hâsılı tüm sevdiklerinden ayrılmayı göze almış, mukaddesatı uğruna gözünü kırpmadan canını feda etmiştir. Bu eşsiz fedakârlığının mükâfatı ise Yüce Rabbimizin sonsuz iltifatına ve ikramına mazhar olmaktır.

Cenâb-ı Hak şehidin ulaşacağı bu yüce makamı şöyle haber vermektedir: “Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanma! Bilakis onlar diridirler; Allah’ın, lütuf ve kereminden kendilerine verdikleri ile sevinçli bir halde Rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar. Arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan şehit kardeşlerine de hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesinin sevincini duymaktadırlar.”[1]

Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) ise şehidin ahiretteki durumunu şöyle ifade buyurmuştur: “Cennete giren hiçbir kimse, yeryüzündeki her şey kendisinin olsa bile dünyaya geri dönmeyi arzu etmez. Sadece şehit, gördüğü itibar ve ikram sebebiyle tekrar dünyaya dönmeyi ve onlarca kez yeniden şehit olmayı ister.”[2]

Değerli Müslümanlar!

Ecdadımız, Allah’a olan imanları, vatana olan sevdaları, cesaretleri ve fedakârlıklarıyla üzerinde yaşadığımız bu toprakları asırlarca korumuştur. Tarihin hiçbir döneminde inancından ve bağımsızlığından taviz vermemiş, zulme asla boyun eğmemiştir. “Ölürsem şehit, kalırsam gazi” şuuruyla vatanın her karış toprağı için çarpışmış, ne pahasına olursa olsun canından aziz bildiği yurduna düşmanları uğratmamıştır. Tarih, vatanı ve mukaddesatı uğruna her türlü zorluğa göğüs geren şanlı ecdadımızın kahramanlık destanlarıyla doludur. İşte imanlı sinelerin Allah aşkıyla şahlandığı bu destanlardan biri de Çanakkale Zaferi’dir.

Kıymetli Müminler!

Çanakkale Zaferi, kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla bir milletin omuz omuza vererek üstlendiği büyük mücadelenin adıdır. Çanakkale, ismini Sevgili Peygamberimizden alan kahraman Mehmetçiğin, imanından aldığı güçle bütün dünyaya “Çanakkale Geçilmez” diye haykırdığı, tertemiz alnından vurulup toprağa düştüğü yerdir. Yüreği sarsılmaz bir imanla dolu olanların, kalbi vatan aşkıyla çarpanların yedi düvele karşı bütün yokluk ve imkânsızlıklara rağmen kazandığı zaferdir Çanakkale.

Muhterem Müslümanlar!

Çanakkale Savaşı bize bir kez daha göstermiştir ki; Allah’ın rızasını kazanmak, i‘lâ-yi kelimetullahı yeryüzüne hâkim kılmak için çarpan yürekler asla esaret altına alınamayacaktır. Yurdumuzun üstünde tüten en son ocak sönmeden rengini şehidin kanından alan al bayrağımız inmeyecektir. Şehadetleri dinin temeli olan ezân-ı Muhammedi hiçbir zaman dinmeyecektir. Bu uğurda gerekirse nice canlar verilecek ancak mabedimizin göğsüne nâmahrem eli değmeyecektir. Hakka tapan milletimizin birlik ve beraberliğine göz dikenler asla muvaffak olamayacaktır.

Aziz Müminler!

Bugün bizlere düşen, Çanakkale’de şahlanan o muazzam ruhun idrakinde olmaktır. Bizi biz yapan, bizi millet yapan değerlerimizin etrafında kenetlenmek, onları nesillerimize aktarmaktır. Şehit ve gazilerimizin emaneti olan mukaddesatımızı aynı bilinç ve idealle yarınlara taşımaktır.

Unutmayalım ki, millet olarak birlik, beraberlik ve kardeşlik şuurunu diri tuttuğumuz, değerlerimize sahip çıktığımız müddetçe karşı koyamayacağımız hiçbir hain saldırı, kazanamayacağımız hiçbir mücadele, elde edemeyeceğimiz hiçbir zafer yoktur.

[1] Âl-i İmran, 3/169-170.

[2] Buhârî, Cihâd, 21.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Cuma Namazı’nın Hükmü

Cuma namazının farz olduğu Kitap, sünnet ve icma ile sabittir. Cuma Namazı hutbesi ile birlikte eda edilen iki rekatlı, cemaatle kılınan bir namazdır.

İlk Cuma Namazı

Hz. Peygamber tarafından ilk cuma namazı Kubâ’dan Medine’ye giderken Sâlim b. Avf oğulları yurdunda Rânûnâ vadisinde hicretin 1. yılında kılındı, ilk cuma hutbesi de orada irad edildi.

 

İlgili Konular

[display-posts]

Nukteler.com’u Facebook’tan takip etmeyi unutmayın!

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün