Kültür-SanatYaşam

27 Mart Dünya Tiyatro Günü 2024

2024 Dünya Tiyatro Günü ne zaman, hangi gün? Tiyatro Günü’nün önemi, ortaya çıkış kökeni, hikayesi ve tarihçesi nedir? Tiyatro Bayramı Ne Zaman?

2024 Dünya Tiyatro Günü ne zaman, hangi gün? Tiyatro Günü’nün anlam ve önemi, ortaya çıkış kökeni, hikayesi ve tarihçesi nedir? Tiyatro Günü’nü kim yarattı? İlk Tiyatro Günü ne zaman kutlandı?

Tiyatro Bayramı Ne Zaman? Neden 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü kutlanır? 27 Mart Dünya Tiyatro Günü nasıl ortaya çıktı, neden kutlanıyor, amacı nedir? 2024 Dünya Tiyatrolar Günü teması nedir?

Tiyatro nasıl bir sanattır? Kültür ve tiyatro arasındaki bağlantı nedir? Makalenin sonunda tiyatro ve Dünya Tiyatro Günü’ne dair sözler, mesajlar, şiirler bulabilir, yorum bölümünden sevdiğiniz sözleri bizimle paylaşabilirsiniz…

Dünya Tiyatro Günü

Dünya Tiyatrolar Günü her yıl 27 Mart’ta kutlanır. Uluslararası Tiyatro Enstitüsü (International Theatre Institute – ITI) tarafından 1961 yılında belirlenen bu gün, tiyatro sanatlarının özünü, güzelliğini ve önemini, eğlencedeki önemli rolünü ve tiyatronun yaşam üzerindeki sembolik etkisi kutlar.

Dünya Tiyatrosu ITI tarafından oluşturuldu ve ilk kez Paris’te “Theatre of Nations” sezonunun açılış tarihi olan 27 Mart 1962’de kutlandı. O zamandan beri, her yıl o tarihte Dünya Tiyatro Günü Sanat formunu dünya çapında tanıtmak amacıyla küresel ölçekte kutlanmaktadır.

Bu gün aynı zamanda dünya çapında tiyatronun insanlar için değerini ve ekonomik büyüme potansiyelini henüz anlamamış hükümetleri, politikacıları, kurumları ve paydaşları bilgilendirmeye de hizmet eder ve tiyatro sanatının önemi ve eğlencedeki önemli rolü hakkında farkındalık yaratmak ve bunların barışı ve ekonomik kalkınmayı teşvik etmek için nasıl kullanılabileceğini vurgulamak için kutlanır.

Tiyatro yaşamın bir parçasıdır. Yaşamı sergiler. Yaşama sevincini yaratır. Geçmişi, günümüzü, geleceği anlamamıza yardımcı olur. Tiyatro; Sorunlarımıza ışık tutar. Tiyatro, insanlar arasında halkın içinden doğmuş bir sanattır. Tiyatro hep iyiden, güzelden hoştan yana olmuştur.

Tiyatro insanları eğitir. Eğitirken düşündürür. Tiyatro insanlara beraber gülmek, beraber ağlamak, beraber düşünmek gibi insanca duygular aşılar.

Tarihçesi

Antik Yunan döneminden beri tiyatro, izleyicilerini heyecanlandıran ve onları hayranlık içinde bırakan popüler bir sanat ve eğlence biçimi olmuştur. Tiyatro sadece eğlendirmek ve eğitmekle kalmaz, aynı zamanda çeşitli sanat biçimlerini bir araya getirerek canlı izleyicisine başka hiçbir yerde bulamayacakları gerçek bir sahne deneyimi sunar.

Yunan tiyatrosunun MÖ 6. yüzyılda Atina’da dini festivallerde trajedi oyunlarının performansıyla başladığı tahmin edilmektedir. Zamanla Yunan draması son derece popüler oldu ve performanslar Akdeniz’e yayıldı, bu da Helenistik ve Roma tiyatrosunu etkiledi.

Dünya Tiyatro Günü hangi yıl kabul edildi?

Dünya Tiyatrolar Günü her yıl 27 Mart’ta kutlanır, 1948 yılında kurulan Uluslararası Tiyatro Enstitüsü merkezleri tarafından teşvik edilir, tüm dünyadaki tiyatro toplulukları tarafından desteklenir.

Gün, Başkan Arvi Kivimaa’nın Haziran 1961’de Uluslararası Tiyatro Enstitüsü – ITI’nin Finlandiya Merkezi adına Viyana’daki dokuzuncu Dünya Kongresi’nde Dünya Tiyatro Günü’nün başlatılması önerisinin ardından oluşturulmuştur. Öneri, Uluslararası Tiyatro Enstitüsü’nün İskandinav merkezleri tarafından desteklenir ve coşkuyla duyurulur

Ertesi yıl 27 Mart 1962’de ilk Dünya Tiyatro Günü Uluslararası Tiyatro Enstitüsü merkezleri, ITI İşbirliği Üyeleri, tiyatro profesyonelleri ve tiyatro organizasyonları tarafından kutlandı. Bugün, dünya çapındaki 90’dan fazla ITI merkezinde, dünyanın dört bir yanındaki tiyatro üniversiteleri, akademiler, okullar ve tiyatro severlerin günün kutlanmasına katılmasıyla bu gün kutlanıyor.

Dünya Tiyatro Günü münasebetiyle her yıl farklı etkinlikler düzenlenmektedir. Bu yıllık etkinliklerin öne çıkan bir özelliği, ünlü bir sanat figürü tarafından sunulan ve günümüz dünyasında tiyatro tarihini ve barış kültürünü yansıtan Dünya Tiyatro Günü Uluslararası Mesajıdır.

İlk Dünya Tiyatro Günü Uluslararası Mesajı, 1962’de Fransız şair ve oyun yazarı Jean Cocteau tarafından yazılmıştır.

2021’de, Dünya Tiyatro Günü Mesajı, çok sayıda ödüle sahip İngiliz aktris Helen Mirren tarafından “The Queen” filmindeki performansıyla 2007’de Akademi Ödülü’nü kazandığı için yazılmıştır.

Türkiye’de tiyatro ile ilgili ilk ulusal bildiriyi, 1978 yılında yaşamını Türk tiyatrosuna içtenlikle adamış olan Muhsin Ertuğrul yazdı.

Her yıl 27 Mart’ta kutlanan Dünya Tiyatro Günü’nün ulusal bildirisi, bu yıl Seçkin Selvi tarafından kaleme alındı: “Tiyatro, tüm sanatları bütünleştirerek insanlığa ulaştıran tek sanat dalıdır.”

Milattan Önce 534; Atina’da Thespis Gösterisi

Şair, trajedi yazarı ve yazar Thespis, topluluğuyla birlikte Atina’ya gelir ve pazar yerinde sahne alır.

Milattan Önce 55; Roma’nın İlk Taş Tiyatrosu

Pompey the Great, Roma’daki ilk kalıcı taş tiyatroyu inşa eder.

1585; Teatro Olimpico’nun Açılışı

Dünyanın en eski tiyatrosu olarak kabul edilen İtalya’nın Vicenza kentindeki Teatro Olimpico, Sofokles’in “Kral Oidipus” performansıyla açılır.

1962; Birinci Dünya Tiyatro Günü

Dünya Tiyatrolar Günü ilk kez 27 Mart’ta tüm dünyada ITI merkezleri, ITI İşbirliği Üyeleri, tiyatro profesyonelleri ve organizasyonları, tiyatro akademileri ve tiyatro severler tarafından kutlanır.

Dünya Tiyatro Günü’nün teması nedir?

Uluslararası Tiyatro Enstitüsü, her yıl Dünya Tiyatro Günü için belirli bir tema belirlemez. Her yıl Dünya Tiyatrolar Günü teması “Tiyatro ve Barış Kültürü” olarak belirlenmiştir.

Dünya Tiyatro Günü’nü kimler kutlayabilir?

Dünyanın dört bir yanındaki tiyatro toplulukları, her yıl 27 Mart’ta Dünya Tiyatro Günü’nü kutlamak için özel etkinlikler düzenlemektedir. Kutlamalar, tiyatro uygulayıcılarından devlet kurumlarına, kültür bakanlıklarına, sanat üniversitelerine ve kolejlere, tiyatro tutkunlarına ve hayranlarına kadar dünyanın her yerinden, sahneyi seven ve güzelliğini takdir eden herkese açıktır.

Tiyatro Hakkında 5 İlginç Gerçek

  1. Dünyanın en eski tiyatrosu; Dünyanın en eski tiyatrosu olarak kabul edilen Teatro Olimpico (Olimpiyat Tiyatrosu), İtalya’nın Vicenza kentindeki ilk gösterisine Mart 1585’te ev sahipliği yapmıştır.
  2. En küçük Tiyatro Sahnesi; Avusturya’daki Kremlhoftheater sadece sekiz kişilik oturma kapasitesiyle dünyanın en küçük düzenli olarak çalışan tiyatrosudur.
  3. En uzun süren Broadway şovu; Tahmini 6 milyar dolar hasılatla 1988’den beri devam eden “Operadaki Hayalet” – (The Phantom of the Opera) dünya’da 15 dilde, 35 ülkede ve 166 şehirde 140 milyonu aşkın kişiye sahnelenen tarihin en uzun soluklu Broadway gösterisidir.
  4. En tiyatro delisi şehir; ABD’nin New York şehri, 420 tiyatrosu ile dünyanın en çılgın tiyatro şehirleri arasında ilk sırada yer almaktadır.
  5. İngiltere’de oyunculuk yapan kadınlar; 1660 yılına kadar Kral II. Charles, tüm kadın rollerinin kadınlar tarafından oynanmasını emrettiğinde, İngiltere’de kadınların oynaması yasa dışıydı.

Çocuklar ve Gençler için Dünya Tiyatro Günü!

Tiyatro büyüsü yaratmak, hayal güçlerinin kilidini açmak ve bu sevimli grup gibi genç izleyiciler için unutulmaz anlar yaratmak, bizi devam ettiren şeydir!

2024 Dünya Tiyatrolar Günü Ne Zaman?

Bu yıl Dünya Tiyatro Günü’nün 62. Yıl dönümü… 1962’den beri her yıl 27 Mart’ta kutlanan Dünya Tiyatro Günü, bu yıl 27 Mart 2024 Çarşamba gününe denk geliyor.

Her yıl dünya genelinde enstitüye üye ülkelerde 27 Mart günü Tiyatro Bayramı olarak kutlanır.

  • 2024 – 27 Mart Çarşamba günü
  • 2025 – 27 Mart Perşembe günü
  • 2026 – 27 Mart Cuma

Kaos dolu bir dünyada Tiyatro, umut ve barış getirir. Covid’den sonra DÜNYA TİYATRO GÜNÜ her zamankinden daha önemli; kanaat önderleri, hükümetler ve belediye birimlerinin sanat formunun değerinin farkında olması ve onu desteklemesi için; kültürel çeşitlilik esastır.

2024 Dünya Tiyatro Günü Ulusal Bildirisi

ITI (Uluslararası Tiyatro Enstitüsü) Üniversiteler Türkiye Temsilcisi BİLKENT Üniversitesi Tiyatro Bölümü Başkanı Jason Hale ve ITI Türkiye Temsilciliği Yönetim Kurulu’nun (Turan Oflazoğlu, Engin Uludağ, Ayşe Emel Mesci ve Savaş Aykılıç) aldıkları ortak karar ile bu yılki Dünya Tiyatro Günü Ulusal Bildirisi ise, uzun yıllar Devlet Tiyatroları’nda çalışan, TOBAV (Devlet Tiyatroları Opera ve Balesi Vakfı) başkanıyken başlattığı “sanata evet” kampanyasıyla tanıdığımız yönetmen, tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu, değerli sanat insanı Tamer Levent tarafından kaleme alındı.

YAŞAMA SANATININ NAVİGASYONU TİYATRO

İnsan beyni de hamile olur.

Ama bu hamilelik bir merak sorusu ile başlar.

Düşünceler ve kaynaklar bir araya getirilir. Geliştirilir.

Eksik bilgi varsa ulaşılmaya çalışılır.

Her şey fikir düzeyinde olgunlaşınca, sıra doğuma gelir.

Hamilelik süreç, doğan bebek üründür. Onun da büyümesi ve gelişmesi gerekir.

Sanat, süreç ve ürün devamlılığının hiç bitmeyen gelişmesidir. Tıpkı insanlık tarihi ve geleceği gibi…

Drama, insanların iç ve dış aksiyonudur. Bu aksiyon ile yaşadığı durumlardır.

Yani düşünce ve onun dışa yansıması.

İnsanlık dilsiz olduğu çağlarda birbiriyle drama aracılığıyla anlaşmıştı.

Ses, taklit ve bedensel anlatımlar ile, doğaçlama olarak durumları canlandırmış, iletişim kurmuştu.

Bu iletişim, ona düşüncenin ihtiyacı olan deneyimleri ve bilgileri sağlamıştı.

Başlangıçta kendisi için rol yapan insan, daha sonra tiyatro alanlarında seyirci olmuştu.

Aslında tiyatroda sahnelenen kendi hikâyesi idi.

Yaşam sahnesinin gerçek oyuncuları, deneyimcileridir onlar.

Yaşamlarına ayna tutan sahnedeki insanlar ise, yaşam sanatı yolculuğuna onları davet eden rehberlerdir.

Yaşam sahnesinde, eğitim ve öğretim sistemlerindeki ezbercilik yoktur.

Tiyatro aktörleri, durumları yorumlarken, deneyimcilerin onlarla empati kurabilecekleri yorumlar sunmalıdır.

Davranışların nedenleri, niçinleri ile, farkındalığı uyaran seçilmiş, çalışılmış, inandırıcı gestuslar kullanmalıdırlar..

Tiyatro malzemesini toplumdan alır. Kendi laboratuvarında işlemden geçirdikten sonra, tekrar aynı topluma sunar. Süreç ve ürün formülünü harekete geçirir.

Yaşamın değişip gelişmesine neden olur. Bu sonu olmayan devinim, her çağın durumlarının özen ile seçilmesi ve çalışılması ile gerçekleşir.

Başarı ve başarısızlığın dramalarını seçip, inandırıcılığı ile sorgulamayı uyarabilmelidir aktörler.

Her zaman yaşantımızda olan felsefeyi, psikolojiyi, sosyolojiyi, sanat düşüncesinin bütün özelliklerini titizlikle dikkate almalıdırlar.

Her seferinde durumlara özenle ayna tutmak sanatını paylaşmalıdır tiyatro.

Ancak o zaman sağlayabilir, deneyimcilerin ona katılmasını, empati kurmasını.

Bilgileri uygulamaya dönüştüren düşünce ortaklığı kurmasını. Gülmesini, ağlamasını, alkışlamasını…

Tiyatro düşünmediklerimizi hatırlatıp, bizleri yüzleştirir.

Ezberlenmiş bilgilerimizle; din, dil ve ırk ile bütünleştiremediğimiz; nedenlerini sorgulamadığımız konuları, insan olma ortaklığında, ders vermeden sorgular.

Tiyatro ve onun mayası olan drama, düşüncelerimizi harekete geçirir.

Yaşamın sanatının gelişip değişmesine engel olan unsurları fark etmemize neden olur.

Bunlar, kişisel ya da dünya genelinde engeller olabilir.

İnsanlık bu çağda yaratılan savaşların da, çocuk katliamlarının da kurgulandığının farkında artık.

Ama dünyayı var eden insan aklı ve draması bize her dönemde çözümler üretmeyi öğretmedi mi?

Önemli olan bilgileri ezberlemek değil, düşünce geliştirmek ve uygulamada kullanmaktır.

Tiyatro ve drama bize bunu fark ettirir. Örgün eğitim sistemlerine öneride bulunur.

Yaşamda var olan ve çözülmez görülen sorunları irdelemek ve çözüm üretmek süreçleri yaratır.

Süreçleri ve aktörleri hatırlanmayan ürünler kültür oluşturmaz. Bizler, bugün yaşadığımız çağda kat ettiğimiz yolu, yaşama kazandırdığımız değerleri, üstlendiğimiz rolleri yeniden değerlendirmeliyiz. Geleceği düşünebilme deneyimleri paylaşmalıyız.

Kötü, çirkin ve yanlış ile iyi, güzel ve doğruyu sorgulayabilmek gerçekliğinde yapay zekâdan geri kalmamalıyız.

Çünkü dün olduğu gibi, bugün de:

“Bütün dünya bir sahnedir. Kadın erkek bütün insanlar da onun aktör ve aktrisleridir.”

Yani sürekli devinim ve yaratıcılık süreçleri oluşturan yaratıklar…

İnsansız bir dünya daha güzel olur muydu? O zaman tiyatro da olmazdı, biz de bunu hiç öğrenemezdik!!!

Tiyatro ve onun kapsadığı disiplinler, insan yaşamının bütünsel sanat özeni ile düzenlenebilmesinin navigasyonudur.

Sanataevet vizyonu yolculuğunun yani…

Tamer LEVENT

Tamer Levent 13 Ekim 1950 tarihinde İzmir, Karşıyaka’da doğdu. Seviye sınavı ile kazandığı Ankara Devlet Konservatuvarı, Tiyatro yüksek bölümünden 1977 yılında mezun oldu. Ankara Devlet Tiyatrosu’nda oyuncu olarak göreve başladı. Yaratıcı drama ve oyunculuk çalışmalarını başlattı. Eğitimde Drama atölyeleri düzenleyerek, kavramı tanıttı. Goethe Enstitüsü ve British Council bursları ile Almanya ve İngiltere’de çalışmalar yaptı. Ulusal ve uluslararası alanda sayısız atölye çalışması yönetti. Tiyatro kültürü açısından gerekli yasaların çıkması için gönüllü çalışmalar yaptı. TOBAV (Devlet Tiyatroları Opera ve Balesi Vakfı) genel başkanlığı süresinde uluslararası festivaller düzenledi. Yarışmalar açtı. Devlet Tiyatroları’nda oyuncu olarak pek çok oyunda görev aldıktan sonra, rejisör kadrosunda pek çok oyun yönetti. Yönettiği oyunlar uluslararası festivallere davet edildi. TOBAV’ın düzenlediği çalıştaylarda alınan kararlar sonucunda, ilk ve son defa yapılan bir uygulama ile, seçimle Devlet Tiyatroları’na genel müdür oldu. Eski genel müdür, yasada seçim olmadığı için danıştaya dava açtı. Tiyatro ve drama kültürünün önemi üzerine yasa ve kültür çalışmaları yaptı. Tiyatro oyunları yazdı. Ulusal ve uluslararası projeler yönetti. Opera eserleri yönetti. Dans projeleri yönetti. Bu eserler dünyanın 4 kıtasında temsil edildi.1980 sonrası TOBAV’da “sanataevet” kampanyası başlattı. 5 Nisan tasarruf tedbirleri sırasında, sanataevet düşüncesi ile Devlet Tiyatroları’nın tasarruf tedbirlerinden muaf olmasını sağladı. Yazdığı, “Ya tutarsa” isimli oyun Fransızcaya çevrildi. TV program yapımcısı ve yönetmeni Seynan Levent ile evlidir.

  • 27 Mart 2024 Dünya Tiyatro Günü bildirisi Tamer Levent tarafından kaleme alınmıştır. 

Muhsin Ertuğrul’un Yazmış Olduğu İlk Ulusal Tiyatro Bildirisi:

“Bugün 27 Mart 1978, Dünya Tiyatro Günü.

Bu kez önünüzde konuşmak görevi ve onuru bana verildi. Tiyatroya hizmet yolunda çok yaşamış bir emekçi olarak izninizle söz alıyorum.

Derler ki, tiyatro üçüz doğmuş bir sanat koludur: Yazar, oyuncu ve seyirci. Bunlar birbirinden ayrılırsa ortada tiyatro kalmaz. Oysa ben diyorum ki, günün en önemli sorunlarını kağıda aktaran yazar da, onları sahnede dile getiren sanatçı da sizin aranızdan çıkmıştır. Onun için biz bir bütünüz. Teker teker düşüncelerimiz ayrı olabilir, ama dertlerimiz birdir.

Bugün Dünya Tiyatro Günü’dür, şu dakikada yüzlerce sahnede her ulusun kendi dramı oynanıyor. İzninizle biz de yurdumuzda oynanan oyuna bir göz atalım. Ben perdeyi açıyorum. Sahne, Türkiye haritası yüzeyine yayılmış yaslı ana babalar, bir ağızdan, yitirdikleri gencecik yavrularının tabut kervanına ağıt yakmaktadır.

Perdeyi hemen bu acıklı görünüme kapatıyor ve sizlere soruyorum:

Gençler gençleri neden öldürüyor? Kardeş kardeşi neden öldürüyor? Gençler kendilerini neden öldürtüyorlar? İşte size şimdiye dek sahneye getirilmiş en acı konu. Ulus olarak bugün bizim en önemli sorunumuz bu. Bunun çözümünü düşünmek siz sayın seyircilerimize düşüyor. Siz ve bizler ki öldürenle kurbanını aramızda yetiştirdik, vuranla vurulanı bağrımızda besledik, ikisinden biri ya kardeşimiz, ya akrabamız, ya komşumuz, ya tanışımızın arkadaşı.

Şimdi bu sahnede soruyorum sizlere: Kardeşi kardeşe kim kırdırıyor?

Hangi katı yürekli, hangi cana kıyıcı, hangi bencil çıkarıyor perde arkasından bu suçsuz yavruları, sinsi sinsi, kukla gibi kullanıyor? Neden? Bunun yanıtını vermek için derin derin düşünmenizi bekliyorum.

Büyük kurtarıcı Atatürk, yurtta, dünyada barış, diye temel bir ilke atmıştır. Nerde yurttaki barış? Bu temeli yıkanların art niyetlerini düşünüp bulmak siz sayın seyircilere düşüyor.

Çünkü Tiyatro, sahnede sorunları yalnız sergilemekle yetiniyor. Bu sorunları düşünerek çözmek seyircinin sağduyusuna bırakılmıştır. Sahnenin başlıca çabası seyircileri sağlam düşünmeye zorlamaktır.

Sorun bu : Neden öldürülüyorlar? Niçin ölüyorlar?

Tatlı saatler geçirmeye geldiğiniz tiyatroda acı gerçeklerle sizleri tedirgin ettik, bağışlanmak diler, saygılar sunarım.”

Muhsin Ertuğrul – Nisan 1978

Tiyatro nedir? Tiyatro Çeşitleri nelerdir?

Tiyatro kelimesi, Yunanca “theatron” yani “görme yeri” sözcüğünden gelmektedir. Tiyatro gösteri sanatı olarak tanımlanır. Tiyatro oyunculuğu özel eğitimi gerektiren bir meslektir. Tiyatro öğretimi konservatuar denilen okulda yapılır. Tiyatro; yazarların dram, komedi, trajedi türünde yazdıkları eserlerin sahnede oynanması sanatıdır.

Tiyatro metinlerine “oyun”, metinleri yazan kişiye oyun yazarı (müellif) ve oyunu sahnede canlandıran kişilere ”oyuncu” ya da daha genel olarak tiyatrocu denir.

Tiyatronun başlıca türleri şunlardır:

Komedi: Oyunların, insanların, durumların gülünç yönlerini gösteren bir tiyatro yapıtıdır. Komedinin belli başlı türleri şunlardır:

  • Vodvil, hareketli, eğlenceli bir konuya dayanan, içinde şarkılar bulunan hafif güldürüdür.
  • Fars, olayların aşırı abartıldığı, taklitlerin sık sık tekrar edildiği bir komedi türüdür.

Trajedi: Konusunu tarih, ya da efsanelerden alan acıklı sahne yapıtıdır.

Dram: Yaşamımızda var olan umudu, sevinci, acıyı, bir arada sunan tiyatro oyunudur. Dram şiir ve düz yazı ile yazılabilir.

Opera; insanların konuşmak yerine tiyatro oyununu şarkı söyleyerek sahneye koymasıdır. Operanın tiyatrodan ayrılan başlıca özelliği, bir müzik bölümünün de bulunmasıdır.

Müzikal; Kendine özgü, yalın bir olay örgüsü olan, müzik, dans ve diyalogların olaylarla bütünleştiği duygusal ve eğlendirici sahne gösterisi ya da oyundur.

Bale; Müzikli, dansın daha çok öne çıktığı, daha çok lirik ve dram arası bir temada oynanan oyunlardır. Diğerlerine nazaran estetiğe daha çok önem verilir.

Tiyatrolar; devlet tiyatroları, halk tiyatroları, bulvar tiyatroları, açık hava tiyatroları ve şehir tiyatroları gibi isimlerle anılır.

Tiyatro ve kültür sanat ilişkisi

Tiyatro ya da sahne sanatları bir ifade biçimidir. Tiyatro en az 2500 yıldır çeşitli biçimlerde ve kültürlerde varlığını sürdürmektedir. Birçok yerde, performans olarak tiyatro, tanrıları ve efsanevi yaratıkları onurlandıran olaylar gibi diğer fikir ve geleneklerden evrimleşmiştir.

Canlı tiyatro, sosyal söylemi, diyaloğu ve potansiyel sosyal değişimi teşvik etmeye yardımcı olur. Tiyatro, toplumun aynada kendini incelemesini talep eden kültürel bir olgudur.

  • Tiyatro, kendi bakış açımızdan farklı bir bakış açısı görmemize yardımcı olur.
  • Tiyatro bize yalnız olmadığımızı hatırlatır.
  • Tiyatro anlık gelişir ve her zaman farklıdır.
  • Tiyatro eğitimi ve okuryazarlığı teşvik eder.

Dünya Tiyatro Günü Mesajları, Tiyatro Sözleri

Tiyatro, duyguların ve olayların bir sahnede, seyirciler önünde jest ve konuşmalarla anlatılması ve sergilenmesi amacıyla hazırlanmış gösterilerden oluşan bir sahne sanatıdır. Tiyatro; insanı, insana, insanla, insanca anlatma sanatıdır.

Tiyatro evrensel değildir, ulusaldır çünkü dille bağlı. Sizin folklorunuz, sizin kültürünüz başkaları tarafından bilinmez. O zaman üreteceğiniz espriler de evrensel değil ulusaldır ve yöreseldir. – Metin Akpınar

Sanattan mahrum bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir. (M. Kemal Atatürk)

Tiyatrosu olan bir ülkede kötülükler, çirkinlikler, yanlışlıklar sürüp gitmez. (William Hazlitt)

Tiyatro, sanatın tümü gibi bir okuldur. Eğitir, geliştirir insanı, dünyasının sınırlarını genişletir. (Sabahattin Kudret Aksal)

Tiyatro öteki sanatların üstünlüğü, sadece eğlence olarak kalmayıp, genel ahlakı temizleyip araştırılmıştır. (Recaizade Ekrem)

Tiyatro aşka benzer. İnsanı hazin hazin ağlatır. Ama verdiği acının gücünde bir başka tat bulunur. Tiyatro evrene benzer. İnsanı doya doya güldürür. Ama yansıttığı tuhaflıklar, gülerken ağlamak için istekler doğurur. (Namık Kemal)

Tiyatro bir şehrin ocak başıdır. Orada en güzel masallar söylenir, en gerçek sözler duyulur. (Muhsin Ertuğrul)

Bütün dünya bir sahnedir… Ve bütün erkekler ve kadınlar sadece birer oyuncu… Girerler ve çıkarlar. – William Shakespeare

Tiyatro, toplum kültürünün aynasıdır.

Tiyatro, gönüller arasında bağ kurar.

“Sinema sizi ünlü yapar, Televizyon sizi zengin eder fakat Tiyatro sizi iyi yapar.”

Tiyatro, kalp perdesini açan bir sanattır.

Tiyatro, adamı insan eden sanattır.

Tiyatrosu olan bir ülkede kötülükler, çirkinlikler, yanlışlıklar sürüp gitmez.

Tiyatrosuz bir toplum yeni doğmuş bir çocuk sayılır.

Tiyatro, toplum kültürünün aynasıdır.

Geçmişten günümüze kadar bu önemli görevi üstlenerek tiyatro yapan, tiyatroya emek veren tüm Sanatçıların 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü kutlu olsun. Perdelerin hiç kapanmaması dileğiyle…

Sahne sanatlarının insanları bir araya getirici gücünü anmanın yanı sıra, insanlar arasındaki anlayış ve barışı artırmak için bir fırsat olan ve dünyaya barış getiren bütün sanatçıların ve sanatseverlerin 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü kutlu olsun.

Tüm tiyatro emekçilerinin, tiyatroya gönül vermiş tüm sanatçıların ve sanatseverlerin Dünya Tiyatro Günü’nü kutlar, çalışmalarında başarılar dilerim.

Sabancı Uluslararası Adana Tiyatro Festivali

2024 Tiyatro Günü kapsamında yapılan etkinlikler arasında Sabancı Vakfı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Tiyatroları iş birliğiyle düzenlenen Devlet Tiyatroları – Sabancı Uluslararası Adana Tiyatro Festivali, 27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nde 23’üncü kez perdelerini açmıştı.

Bu yazılarda ilginizi çekebilir; 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün