Yaşam

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü 2024

Çalışan Gazeteciler günü ne demek, ne zaman kutlanır? 9 Patron Olayı Nedir? 10 Ocak Gazeteciler günü mü? 212 sayılı kanun nedir?

10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü ne demek? Dünya gazeteciler günü ne zaman? 9 Patron Olayı Nedir? 10 Ocak Gazeteciler günü mü? 212 sayılı kanun nedir?

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nün anlam ve önemi nedir? Türkiye’de Çalışan Gazeteciler Günü nasıl ve ne zaman ilan edildi, ilk ne zaman kutlandı? İşte 1962 yılından itibaren ülkemizde kutlanan Çalışan Gazeteceiler Günü, basının, gazeteceliğin ve televizyonculuğun tarihi, kökeni ve hakkında bilmeniz gerekenler…

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü

Dünyanın her yerinde gazeteciler yaşamlarına yönelik tehditlerle karşı karşıya. Bazıları yaptıkları iş nedeniyle kasten hedef alınıp öldürülürken, bazıları da çeşitli zorbalık, şiddet, müdahale ve hapis cezalarıyla mesleklerini yapmaları engelleniyor. Dünyanın dört bir yanındaki birçok hükümet, siyasi haberleri aktarırken gazetecileri taciz, korkutma ve şiddet için hedef alıyor.

Gazeteciler halkın gözü kulağıdır. İhtiyacımız olan gerekli bilgileri bize sağlamaktan sorumludurlar. Bu nedenle, çabalarını takdir etmek için bir güne sahip olmak önemlidir.

Günümüzde insanlar, haberleri e-gazeteler, dergiler, akıllı telefonlar, uygulamalar ve diğer elektronik cihazlar aracılığıyla dijital olarak giderek daha fazla tüketiyor. Bu, geleneksel medyanın ve haber merkezlerindeki personel sayısının azalmasına yol açıyor. Dijital çağ, internet sayesinde yurttaş gazeteciliğini de beraberinde getiriyor.

Her yıl 10 Ocak’ta Türkiye’nin dört bir yanındaki çalışan gazeteciler, gazetecilerin hakları, verdikleri mücadeleyi ve kamuoyunu bilgilendirmedeki kritik demokratik rollerini hatırlamak için 60 yılı aşkın süredir “Çalışan Gazeteciler Günü”nü kutluyor.

Editörler, muhabirler, medya yöneticileri ve önde gelen gazetecilerden oluşan küresel bir ağ olan Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Çalışan Gazeteciler Günü vesilesiyle Türkiye’deki gazetecilerle dayanışmayı ifade etmek ve yetkilileri mesleğin suistimal ve zulmüne son vermeye çağrı yapmak için bu günü destekliyor.

Ülkemizde ve dünyada yaşanan gelişmeleri en doğru, objektif şekilde vatandaşlara ulaşmasını sağlayan gazetecilik mesleği son dönemde iktidarlar tarafından sıkça zor durumda bırakılmasına rağmen uzun yıllardır ayakta kalmayı başarıyor. Kamuoyu oluşturmak öncelikli görevi olan gazetecilikte mesleğini daha ileri götürmek için başlayan çabalar 1961’den beri her yıl artarak devam ediyor.

Günün 10 Ocak seçilmesindeki etken ise Türk basın tarihine ‘Dokuz patron olayı’ olarak geçen ve gazetecilerin haklarının ilk kez yasal güvence altına alındığı 10 Ocak 1961 tarihine dayanıyor.

Çalışan Gazeteciler Günü Tarihçesi

Gazetecilik, düzenli olarak yayınlanan haber bültenlerinden yararlanan Çin’deki Han hanedanına kadar uzanır. Ancak 17. Yüzyıla kadar, haberleri halka standart bir tarzda aktaran yayınlar ortaya çıkmaya başlamamıştı.

Türkiye’de 4 Ocak 1961’de kabul edilen ve basın çalışanlarının bazı haklar ve yasal güvence sağlayan “212 sayılı kanun” adlı düzenlemenin Resmi gazetede yayımlanması nedeniyle 10 Ocak günü “Çalışan Gazeteciler Bayramı” olarak kabul edildi ve 1961-1971 arasında kutlandı.

Bu yasaya göre söz konusu düzenleme, gazetecilerin iş sözleşmelerinin yazılı olarak yapılması, sözleşmelere işin türü ve ücret miktarının yazılması,  haklı nedenlerle iş akitlerini tek yanlı olarak ve ihbar ve kıdem tazminatlarını da almak kaydıyla feshetme hakkı gibi gazetecilerin sosyal ve yasal haklarını belirleyen hükümleri içeriyordu.

9 Mart 1971’deki askeri darbe teşebbüsü sonrasında ülkede gazetecilerin bazı haklarının geri alınması üzerine kutlama gününün adı, “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” olarak değiştirilmiştir.

Günümüzde ise 2012 sayılı yasanın uygulamadaki etkinisin azalması, çalışan gazetecilerin sorunlarının ağırlaşmasına paralel olarak zamanla kutlamaların ilk yıllardaki canlılığı azaldı.

9 Patron Olayı Nedir?

Basın çalışanlarına bazı haklar ve yasal güvence sağlayan, 4 Ocak 1961’de kabul edilen ve 10 Ocak 1961’de Resmi Gazete’de yayımlanan “212 sayılı kanun” (Basın İş Kanunu), gazetecilik mesleğinin dönüm noktası oldu.

Yasayla kendilerine yüklenen sorumlulukları kabul etmek istemeyen 9 gazete patronu (Akşam, Cumhuriyet, Dünya, Hürriyet, Milliyet, Tercüman, Vatan, Yeni İstanbul ve Yeni Sabah), “212 Sayılı Yasa” ve “Basın İlan Kurumunun Oluşmasına İlişkin 195 sayılı Yasa”nın mesleki sakıncalar doğuracağını iddia eden ortak bildiri imzaladılar ve gazetelerin baskısını 3 günlüğüne durdurduklarını açıkladılar.

“Dokuz patron olayı” olarak basın tarihine geçen bu gelişme üzerine gazeteciler, boykot boyunca “Basın” adlı bir gazete yayımlamaya karar verdiler.

Basın gazetesi 11 Ocak günü yayına başladı ve üç günlük boykot sırasında düzenli olarak yayınını sürdürdü. Gazetenin ilk sayısının başyazısında şu ifadeler yer alıyordu;

“Temel hak ve hürriyetlerimizin gerçekten kısıtlandığı, yalnız basının değil bütün memleketin gerçekten eşi görülmemiş bir tehlikenin içine sokulduğu günlerde bile gazetelerini kapatmayan ve protesto yoluna gitmeyen gazete sahiplerinin, şimdi bir ilan kurumu için yaptıkları bu hareket, basın tarihimizde herhalde şerefli bir yer kaplamayacaktır. Gazete çıkarmak çorap fabrikası işletmeye benzemez. Basın bir kamu hizmetidir.”

Son tahlilde gazeteciler galip geldi ve birçok patron geri adım attı. 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü, bu olayın bir sonucu olarak ortaya çıktı.

İstanbul Gazeteciler Sendikası, medya patronlarının boykotu karşısında basın çalışanlarının elde ettikleri başarıya sahip çıkmak ve üyelerine moral vermek amacıyla 10 Ocak 1962’yi Çalışan Gazeteciler Bayramı olarak kutlama kararı aldı ve İstanbul Park Otel’de bir tören düzenledi.

Türkiye’de 9 Mart 1971 yılındaki başarılı olamamış ve emir-komuta zinciri dışında gelişmiş bir askeri müdahale teşebbüsünden sonra gazetecilerin kazanılmış bazı haklarının geri alınması üzerine, kutlama gününün adı “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” olarak değiştirildi.

Haberciler, gazeteciler, muhabirler, kameraman vb. gibi TV-Radyo gibi medya organlarında çalışanlar kanun koyucu tarafından Basın İş Kanunu hükümlerine tabi tutulmuştur.

212 sayılı basın iş kanunu nedir?

Gazetecilerin işverenleriyle ilişkileri; 13 Haziran 1952 tarih ve 5953 sayılı: “Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunla (kısaca Basın İş Kanunu) düzenlendi. Bu Kanun 1954 yılında 6253 ile 4 Ocak 1961 tarihli 212 sayılı Kanunlarla önemli değişikliklere uğradı. 10 Ocak 1961’de ise Basın çalışanlarıyla ilgili 212 sayılı Kanun yürürlüğe girdi.

212 sayılı Kanun’un bazı önemli maddeleri şu şekildedir;

  • İki yıl gazetede çalışmış olan gazeteci terfie hak kazanır. Terfi mukavelede tesbit edilen yüzde nispetinde yapılır
  • Meslekte en az beş yıl çalışmış olan gazetecilere kıdem hakkı tanınır.
  • Kıdem hakkı gazetecinin mesleke ilk giriş tarihinden itibaren hesaplanır.
  • Akdin feshi halinde gazeteci, bu süreye göre hesaplanacak tazminatı almaya hak kazanır
  • Gazeteci yıllık iznini kullanmamışsa, işine son verilmesi halinde, izin müddetine ait ücreti kendisine peşin olarak verilir
  • Gazetecinin uğradığı hastalık sebebiyle iş akdi işveren tarafından feshedilemez. Ancak, bu hastalığın altı aydan fazla uzaması halinde tazminat verilmek suretiyle akdin feshi cihetine gidilebilir.
  • Gazeteciler her hizmet yılı sonunda işverenin sağladığı kârın emeklerine düşen nispi karşılığı olarak asgari birer aylık ücret tutarında ikramiye alırlar
  • Hürriyeti tahdide uğrayan gazeteci bağlı bulunduğu kadroya yapılacak toplu zamlardan emsali gibi istifade eder.

5187 Basın kanunu ne zaman çıktı?

9 Haziran 2004 kabul tarihli ve 5187 sayılı Basın Kanunu, 26 Haziran 2004 tarihli ve 25504 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Yeni Basın Kanunu 15 Temmuz 1950 tarihinden beri yürürlükte bulunan 5680 sayılı Basın Kanunu’nu yürürlükten kaldırılmıştır.

18 Ekim 2022 tarihinde MADDE 1- 9/6/2004 tarihli ve 5187 sayılı Basın Kanununun 1 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “yayımını” ibaresi “yayımı ile internet haber sitelerini” şeklinde değiştirilmiştir.

Türkiye’nin en eski ve ilk gazetesi hangisidir?

Tanzimat Döneminin ve Osmanlı Devleti’nin ilk resmi gazetesi olan Takvim-i Vakayi, 2. Mahmut’un çabalarıyla, devlet eliyle, devlet matbaasında memurlar vasıtasıyla 11 Kasım 1831’de haftalık olarak yayınlanmaya başlamıştır.

1840 yılında İngiliz William Nosworthy Churchill tarafından kurulan Ceride-i Havadis (Haber Dergisi), Osmanlı editör ve yazarları yönetiminde güncel olaylardan haber alma iştahının oluşmasında öncü rol oynadı. Ceride-i Havadis, Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk yarı resmi gazetesiydi ve 1840’tan 1877’ye kadar yayınlandı.

1923’te Mustafa Kemal (Atatürk) önderliğinde Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla birlikte basın, diğer kurumlarla aynı dramatik merkezileşmeye tabi oldu ve esasen Cumhuriyet Halk Partisi devlet için bir kitlesel seferberlik organı haline geldi.

  • Türk Kurtuluş Savaşı sırasında Mustafa Kemal Paşa’nın başkanlığında Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i Temsiliyesi’nin yayın organı olarak Hakimiyet-i Milliye 10 Ocak 1920’de Ankara’da yayın hayatına başladı.
  • 7 Mayıs 1924 tarihinde kurulan Cumhuriyet Gazetesi, tek ulusal gazete olarak kaldı. Cumhuriyet gazetesinin isim babası Atatürk’tür.
  • 1931’de bir basın yasası çıkarılana kadar bölgesel gazetelerin çoğu hükümetin kontrolü altındaydı.
  • Cumhuriyet döneminin ilk basın yasası sayılan Matbuat Kanunu 25 Temmuz 1931 tarihinde kabul edildi, 27 Temmuz 1931’de yürürlüğe girdi.
  • Tan gazetesi, 1926 tarihinde ilk kez Milliyet adı altında çıkarılmıştır. Gazete 11 Şubat 1926 tarihinde yayın hayatına başlamıştır.
  • Milliyet gazetesinin ilk sayısı 11 Şubat 1926 tarihinde Atatürk’ün izniyle Siirt Milletvekili Mahmut Soydan tarafından yayımlanmaya başladı. 1 Aralık 1928 yılına kadar Osmanlı Arap harfleriyle basılan gazete, 1935 yılında Ali Naci Karacan tarafından satın alınarak Tan adıyla yayımına devam etti.
  • Hürriyet Gazetesi, 1948’de Sedat Simavi tarafından kurulmuş ve 1 Mayıs 1948’de “Ürdün ve Irak orduları Filistin’e girdi” manşetiyle ilk sayısını yayınlamıştır.

Türkiye’de İlk televizyon kanalı hangisidir?

Türkiye’de genellikle ilk televizyon yayınının TRT ile birlikte 1960’lı yıllarda başladığı düşünülse de aslında Türkiye halkının televizyonla tanışması 9 Temmuz 1952 tarihinde yayına başlayan İTÜ TV ile İstanbul Teknik Üniversitesi’nin idealist ve girişken akademisyenleri sayesinde başlamıştı

Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT), 1 Mayıs 1964 tarihinde çıkarılan TRT yasasıyla kurulan ve Türkiye’nin kamu yayıncılığı yapmakla görevli ilk ve tek kuruluştur. Türkiye’de yayın yapan İTÜ TV’den sonra ikinci televizyon kanalıdır.

1952’de yayına başlayan ve sadece İstanbul’da yayın yapan İTÜ TV’nin 1970 yılında kapanmasından sonra TRT, 1990’ların başında ilk özel televizyon ve radyo kanalı yayına başlayana dek Türkiye’de radyo ve televizyon yayıncılığı yapan tek kurum olarak hizmet vermiştir. 1968 ve 1986 yılları arasında Türkiye’de yayın yapan tek televizyon kanalı TRT’nin yayımladığı TRT 1 kanalı olmuş; 1986 yılında TRT 2 yayına girmiştir.

1989’da TRT 3’ün ve 1990’da TRT 4’ün yayına başlamasından sonra, 1990 yılında test yayınına başlayan Star 1 TV, 1990 yılında yayın hayatına girerek Türkiye’nin ilk özel televizyon kanalı oldu.

Gazeteciliğin 5 Etik İlkesi Nedir?

Gazetecilik Etik İlkeleri Küresel Bildirisi, 12 Haziran 2019’da Tunus’ta Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ) 30. Kongresi’nde kabul edilmiştir.

1954 tarihli IFJ Gazetecilik Prensipleri Deklarasyonu’nu (Bordeaux Deklarasyonu) tamamlayıcı niteliktedir. Bildiri, başlıca uluslararası yasalara, özellikle de Uluslararası İnsan Hakları Beyannamesi’ne dayanmaktadır.

16 madde ve başlangıç kısmından oluşan bildiri, gazetecilerin etik ilkelerini ve haklarını sıralar.

  1. Gazetecinin ilk görevi, hakikate ve toplumun bilgiye erişim hakkına riayet etmektir.
  2. Gazeteci bu görevi yerine getirirken dürüstçe haber toplama ve yayımlama özgürlüğü ile adil yorum ve eleştiri hakkını her zaman savunmalıdır. Gazeteci, olguya dayalı bilgileri, yorum ve eleştiriden açıkça ayırmakla yükümlüdür.
  3. Gazeteci, yalnızca kaynağını bildiği gerçekler doğrultusunda haber yapmalıdır. Kritik bilgileri saklamamalı ve belgeleri çarpıtmamalıdır. Gazeteci, toplumca tanınmayan kişilerin sosyal medyada veya başka mecralarda yayımladıkları içerikleri aslına uygun kalarak kullanmaya dikkat etmelidir.
  4. Gazeteci; bilgi, belge, veri veya görsel toplamak için yalnızca hakkaniyetli yöntemlere başvurmalı ve karşısındakine bir gazeteci olduğunu her zaman söylemelidir. Kamu yararının üstün geldiği, başka bir şekilde toplanması imkânsız olan bilgilerin elde edilmesi durumu haricinde gizlice ses ve görüntü kaydı yapmaktan kaçınmalıdır. Gazeteci, tüm bilgi kaynaklarına kesintisiz erişimi ve kamu yararına katkı sağlayacak bilgileri özgürce araştırma hakkını savunmalıdır.
  5. Gazetecilere gizli olarak verilen bilgilerin kaynağı, mesleki sır olarak tutulmalıdır.

Çalışan Gazeteciler Günü Ne Zaman?

Gazetecilik mesleğini icra edenleri onurlandırmak, basın ve gazete çalışanları sorunlarını gündeme almak için 1962’den beri 10 Ocak günü kutlanan Çalışan gazeteciler günü, Türkiye’ye özgü bir gündür. Çoğu insan, gazetecilerin çalışmaları sırasında karşılaştıkları zorlukların farkında değil. Çalışan Gazeteciler Günü bu konulara ışık tutuyor.

  • 2024 – 10 Ocak Çarşamba
  • 2025 – 10 Ocak Cuma
  • 2026 – 10 Ocak Cumartesi

Basın özgürlüğü olmasaydı, güvenilir haberlere erişimimiz olmazdı. Çalışan Gazeteciler Günü, dünyaya basın özgürlüğünün değerini hatırlatıyor.

Basın profesyonelleri tarafından verilen önemli hizmetlerin takdir edildiği bir gün olarak Dünya Basın Özgürlüğü Günü her yıl 3 Mayıs’ta kutlanıyor.

Türkiye’de sansürün kaldırılmasının yıl dönümü olarak her yıl 24 Temmuz tarihinde Gazeteciler ve Basın Bayramı veya Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü kutlanır.

Bu yazılar da ilginizi çekebilir;

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün