Diyanet Cuma Hutbesi 2 Mayıs 2025 “Zina”
Diyanet 2 Mayıs 2025 Cuma hutbesi yayımlandı. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan 2 Mayıs tarihli Cuma hutbesinin konusu "Nefsi ve Nesli İfsat Eden Büyük Günah: Zina" oldu.
Diyanet 2 Mayıs 2025 Cuma hutbesi yayımlandı. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan 2 Mayıs tarihli Cuma hutbesinin konusu “Nefsi ve Nesli İfsat Eden Büyük Günah: Zina” oldu. Bu haftaki hutbe, zinanın bireysel nefis ve toplumsal nesil üzerindeki zararlarına odaklanıyor.
Cuma hutbesi ne zaman okunur? Bu haftaki 2 Mayıs 2025 Cuma hutbesi yayınlandı mı, hutbenin tam metni nedir? Peki bu hafta hutbe ne zaman yayımlanacak? Bugünkü Cuma Hutbesinin konusu nedir, belli oldu mu? Hangi konu ve konulardan bahsedilecek? Cuma hutbeleri her camide aynı mı? Diyanet Hutbe ne demek!
Bu hafta Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan 2 Mayıs Cuma hutbesi Perşembe günü yayımlandı. Her hafta olduğu gibi Cuma Hutbeleri ve konusu Müslümanlar tarafından günün en çok merak edilen konuları arasında yer alıyor. Türkiye genelinde tüm il ve ilçelerinde, yaklaşık 90 bin camide imamlar tarafından okunacak bu haftaki hutbesinin konusu da vatandaşlar tarafından yoğun ilgiyle takip ediliyor. İşte bu hafta tüm camilerde okunacak Cuma hutbesi konusu ve tam metni…
Cuma Hutbesi 2 Mayıs 2025
2 Mayıs 2025 tarihli (yarınki) Türkiye genelinde camilerde okunacak hutbesi Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yayınlandı. İşte Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan “Nefsi ve Nesli İfsat Eden Büyük Günah: Zina“ konulu Cuma hutbesi ve tam metni
Cuma Namazı ve Cuma Hutbesi / Friday Khutbas / خطب الجمعة / Freitag Predigt
NEFSİ VE NESLİ İFSAT EDEN BÜYÜK GÜNAH: ZİNA
بِسْـــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Muhterem Müslümanlar!
Yüce dinimiz İslam’ın haram kıldığı büyük günahlardan biri de nefsi ve nesli ifsat eden zinadır. Zina; dinen ve hukuken geçerli bir nikâh bağı olmayan erkek ve kadın arasındaki birlikteliktir. Zina; aile kurumuna yapılan en büyük saldırıdır. Yuvaların dağılmasına sebep olan, gençlerin umutlarını karartan, hayallerini yıkan apaçık bir hayâsızlıktır. Zina; toplumun ahlaki değerlerini kökünden sarsan, maddi ve manevi birçok hastalığın yaygınlaşmasına zemin hazırlayan çirkin bir davranıştır.
Aziz Müminler!
İslam, sadece zinayı değil; zinaya götüren bütün yolları da haram kılar. Nitekim Yüce Rabbimiz, وَلَا تَقْرَبُوا الزِّنٰٓى اِنَّهُ كَانَ فَاحِشَةًۜ وَسَٓاءَ سَب۪يلاً “Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, hayâsızlıktır, çok kötü ve çirkin bir yoldur.”[1] buyurmaktadır. Dolayısıyla ister gerçek hayatta, ister sanal âlemde, isterse yazılı ve görsel medyada kişiyi zinaya götüren söz, tutum ve davranışların tamamı haramdır. Allah’ın insana bir emanet olarak verdiği bedenin teşhir edilmesi, tesettüre uygun olmayan elbiselerin giyilmesi haramdır. Aralarında dinen evlenme engeli olmayan bir erkek ve bir kadının baş başa kalması ya da ev arkadaşlığı adı altında bir arada bulunması haramdır.
‘Flört, dost hayatı, arkadaşlık, kaçamak, aldatma’ gibi kavramlarla bu büyük günah asla masum gösterilemez. ‘Gönül ilişkisi, yasak aşk, gençlik hevesi, düzeyli birliktelik’ gibi sözlerle zinayı meşrulaştırmak, harama giden yola kapı aralamaktır. ‘Çapkınlık’ denilerek övünülen şey, esasında bir zinakârlıktır, insanın namusuna göz dikmektir, haramdır. Hele hele özgürlük adıyla bütün dünyaya dayatılmaya çalışılan ve Lût (a.s)’ın kavmini helake sürükleyen eşcinsellik ise Allah’ın lanetlediği bir sapkınlıktır, haramdır, büyük bir günahtır.
Kıymetli Müslümanlar!
Akıllı telefonlar, dijital araçlar ve medya aracılığıyla evlerimize ve ceplerimize kadar giren gayr-i meşru görüntüler, zinaya giden yolları kolaylaştırmaktadır. İslami ve insani değerleri hiçe sayan müstehcen reklamlar, sanat adı altında yapılan gayr-i ahlaki tiyatro, sinema ve dizi filmler, zinayı meşru göstermeye çalışmaktadır. Dijital mecralarda yaygınlaşan, evlilik müessesesini istismar eden sohbet ve evlilik siteleri, gençleri evlilikten uzaklaştırmakta, zinaya sürüklemektedir. Dostluk ve dertleşme gibi düşüncelerle başlayan kadın erkek arkadaşlıkları kişileri, zina batağına çekmektedir. Hâsılı, göz, harama baka baka; kulak, günahı dinleye dinleye; dil, kötülüğü konuşa konuşa zinaya alışmakta, sonrasında bu çirkin fiili işlemek sıradan hale gelmektedir.
Değerli Müminler!
Kötülüğün işlenmesi kadar onun yaygınlaşmasına zemin hazırlamak da büyük bir günah, ağır bir vebaldir. Cenâb-ı Hak, Kur’an-ı Kerim’de, “Müminler arasında ahlâksızlığın yaygınlaşmasını isteyenlere dünyada ve ahirette can yakıcı bir azap vardır…”[2] buyurarak bu hususa dikkatlerimizi çekmektedir.
Bu sebepledir ki, insan onurunu ayaklar altına alan zinanın ve ona götüren yolların magazin programlarına malzeme olması asla kabul edilemez. Çok nadir görülen çirkin bir hadisenin, çarpık bir ilişkinin, bazı gündüz kuşağı programlarında, sinema ve dizilerde reyting uğruna haftalarca gündemde tutulması, toplumun dini ve ahlaki değerlerini hiçe sayan büyük bir sorumsuzluktur. Aile birliğine zarar veren zinayı işleyenlerle, bunların yaptığı kötülükleri ekranlara taşıyan ya da sosyal medyada paylaşanlar aynı günahın ortaklarıdır.
Aziz Müslümanlar!
Zinanın panzehri evliliktir. Meşru bir evlilik, insanın bütün kötülüklerden sığınabileceği güçlü bir siper, muhkem bir kaledir. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in ifadesiyle evlilik; gözü haramdan korur, iffeti muhafaza eder.[3] O halde, gençlerimizi evliliğe teşvik edelim. Dinen ve hukuken evlilik çağına ulaştıklarında onların evlenmelerine yardımcı olalım. Evlilikleri zorlaştırmayalım. Aile kurumumuzu tehdit eden her türlü hayâsızlığı ve çirkinliği ortadan kaldırmak için, bireysel, toplumsal ve kurumsal sorumluluklarımızı ihmal etmeyelim. Başta medya sektörü olmak üzere her birimiz; değerlerimizi hiçe sayan programlar yerine, helal haram hassasiyeti olan, iffet ve hayâ sahibi güzel aile örneklerini daha fazla ekranlara, sosyal medyaya ve dijital mecralara taşıyalım.
Sözümün sonu Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu uyarısı olsun: “…Hiçbir erkek, mahremi olmayan bir kadınla yalnız başına kalmasın; zira yanlarındaki üçüncü kişi şeytan olur…”[4]
[1] İsrâ, 17/32.
[2] Nûr, 24/19.
[3] Buhârî, Nikâh, 3.
[4] Tirmizî, Fiten, 7.
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü
Hutbeyi indir
02.05.2025 tarihli Cuma Hutbesini Türkçe, Arapça, İngilizce, Almanca metni, okunuşu ve PDF Formatında indir
- Diyanet Hutbeler
- Cuma Hutbesini Mp3 olarak indir, dinle
Diyanet hutbe Cuma, dibbys, diyanet fetva, cuma hutbesi duası, cuma hutbesi arşivi, cuma hutbeleri pdf, Cuma hutbesi bugün, cuma hutbesi nasıl yapılır, nasıl okunur?
Cuma Hutbesi nedir?
Cuma Hutbesi, İslam dininde Cuma namazının önemli bir parçasıdır ve Cuma namazı öncesinde okunur. Hutbe, imam tarafından cemaate hitaben yapılan bir konuşmadır ve dini, sosyal ve ahlaki konuları içerir. Cuma namazı, İslam’ın farz kıldığı önemli ibadetlerden biridir ve hutbe, bu ibadetin ayrılmaz bir parçasıdır.
Cuma Hutbesi Ne Zaman Okunur?
Cuma hutbesi, Cuma namazından önce okunur. Cuma namazı, öğle vaktinde kılınır ve hutbe, namazın bir şartıdır. Hutbe olmadan Cuma namazı geçerli sayılmaz.
- Süre: Hutbe, genellikle 15-20 dakika sürer. İki bölümden oluşur:
- Birinci Hutbe: İmam, cemaate hitaben konuşma yapar.
- İkinci Hutbe: Daha kısa olan bu bölümde, genellikle dua ve öğütler yer alır.
Cuma Hutbesinin Okunuş Şekli
- Hutbe Öncesi: İmam, minbere çıkar ve cemaate selam verir. Ardından iç ezan okunur.
- Birinci Hutbe: İmam, cemaate hitaben konuşma yapar. Bu bölümde genellikle bir ayet ve bir hadis okunur.
- Ara: İmam, bir süre oturur ve ardından ikinci hutbeye başlar.
- İkinci Hutbe: Daha kısa olan bu bölümde, dua ve öğütler yer alır.
- Hutbe Sonrası: Hutbe bittikten sonra kamet getirilir ve Cuma namazı kılınır.
Cuma Hutbesinin Tarihsel Kökeni
Cuma hutbesi, Hz. Muhammed (s.a.v.) döneminde başlamıştır. Peygamber Efendimiz, Medine’de ilk Cuma hutbesini okumuş ve bu gelenek günümüze kadar devam etmiştir.
Hutbeler, İslam toplumunun bir araya gelip dini ve sosyal konularda bilgilendiği önemli bir vesiledir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
- “Cuma günü hutbe okunurken kim ‘sus’ derse boş konuşmuş olur. Kim de boş konuşursa onun Cuma’sı yoktur.” (Buhari)
- “Cuma namazı, hutbe ile farz kılınmıştır. Kim hutbeyi dinlemezse onun Cuma’sı yoktur.” (Ebu Davud)
Cuma Namazı Kaç Rekattır? Farz mı?
Cuma namazı; 4 rekât sünneti, 2 rekât farz ve 4 rekât da son sünnet olmak üzere toplamda 10 rekâttır. Her hafta Cuma günü cami ve mescitlerde kılınır ve erkeklere farz olan bir namazdır.
Cuma namazı farz-ı ayındır. İslam âleminde Cuma günleri Müminlerin bayramı olarak sayılmaktadır ve erkeklere farz olarak kılınmıştır. Kadınlar için Cuma namazı farz değildir.
Cumanın farzından önce, imam tarafından minberde hutbe okunur. Cuma hutbesi farzdır ve Hutbe okunmadan kılınan bir cuma namazı sahih değildir.
Bu yazılar da ilginizi çekebilir;
- Anlamlı, Farklı ve Güzel Cuma Mesajları
- Cuma Hutbesi 25 Nisan 2025 “Alın Teri Mukaddestir”
- Cuma Hutbesi 9 Mayıs: Vakıf