Kuran-ı Kerim

Abese Suresi

Kuran-ı Kerim'in 5. suresi olan Maide Suresi, Medine'de nazil olmuştur ve 120 ayettir. Maide Suresi Anlamı, Arapça-Türkçe okunuşu ve Diyanet Meali

Kuran-ı Kerim’in 80. suresi olan Abese Suresi, Mekke’de nazil olmuştur ve 42 ayettir. Maide Suresi Anlamı, Arapça-Türkçe okunuşu ve Diyanet Meali

Abese Suresi, Mekke döneminde inmiştir. 42 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “abese” fiilinden almıştır. “Abese”, “yüzünü ekşitti” demektir.

80. Sure : Abese Suresi

Hakkında Kısa Bilgi

Abese Suresi Adını, ilk ayetindeki “abese” kelimesinden almaktadır. Abese, yüzünü ekşitmek, buruşturmak, surat asmak, bir şeyden hoşlanmadığını yüz ifadeleriyle bu şekilde belirtmek anlamına gelmektedir.

Peygamberimizin, kendisiyle konuşmaya gelen bir âmâya sırtını dönmesi nedeniyle, ikaz edilmesini anlatan bir suredir.

Abese Suresi 30. Cüzde yer alır. Mekke’de nazil olmuştur. 642 harften oluşmaktadır. Kuran-ı Kerim’de iniş sırasına göre 24. Suredir.

Rivayete göre bir gün Hz. Peygamber müşriklerin ileri gelenlerinden bir gruba dini tebliğ ederken yanlarına müminlerden olup gözleri görmeyen Abdullah ibn Ümmi Mektûm gelmiş ve Hz. Peygamber’e yaklaşarak Kur’an âyetlerinden bir kısmını kendisine tekrarlamasını veya açıklamasını istemişti. Etkisi azalacağı için konuşmasının kesilmesinden rahatsız olan Hz. Peygamber, Abdullah’a ilgi göstermemiş, bunun üzerine bu surenin Resulullah’ı (s .a.) uyaran ilk on ayeti inmiştir 42 ayetten oluşan sure, Mekke’de inmiştir. Mushaftaki sıralamada 80., nüzul sırasına göre ise 24. suredir.

Abese; Kuran-ı Kerim’in 80., suresi, Mekke’de inmiştir. 42 ayetten oluşur.

Abese Suresi iniş (Nüzul) Sebebi

Abese Suresi iniş (Nüzul) nedeni şöyle açıklanır:

Abdullah bin Ümm-i Mektum adında gözleri görmeyen biri, Hz. Muhammed (S.A.V)  bir başkasıyla konuşurken içeri girmiş: “Ya Muhammed: Allah’ın sana öğrettiği bilimden sen de bana öğret” demiş ve bu sözleri birkaç kez yinelemiş. Hz. Muhammed (S.A.V) hiç yanıt vermediği gibi, konuşmasının kesilmesine canı sıkıldığından başını başka yere çevirmiş.

Ancak, Peygamber’in bu tavrı Allah tarafından hoş karşılanmamış ve “Abese Suresi’ni indirerek Hazreti Muhammed’ i kendisinden hangi koşul ve durumda olursa olsun bir istekte bulunanlara karşı güler yüz göstermesi yolunda uyarmıştır.

Abese Suresi’nin Fazileti

  • Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: “Kim Abese suresini (vird olarak) okursa, kıyamet gününde yüzü sevinçli ve (cennetle) müjdelenmiş olarak gelir.”(Ebûl-Leys Semerkandî, Tefsirul-Kur’ân, 6/377; Ebu Suud Efendi, Ebû Suud Tefsiri (İrşâdü Aklis-Selim), 9/114)
  • İmanın yakin derecesine ermek için 7 defa okunur.
  • Her türlü meşru hacet için 3 kere okunur.
  • Bu sureyi okuyan veya üzerinde taşıyan kişi, her türlü tehlikeye karşı korunur.

Peygamber efendimiz şöyle buyururlar ; Hangi mümin Abese suresini ihlaslı bir şekilde zikrederse, o büyük gün ( kıyamet gününde) cennet’le müjdelenir, ve kıyamet gününde saygıyla karşılanır.

İmanını güçlendirmek isteyen müminler abese suresini bol bol zikretsin,

Hacetlerinizin hepsinin gerçekleşmesi için sureyi 3 defa zikredin,

Abese suresini yanında bulunduran ve sürekli okuyan kişi gelecek tehlikelerden emin olur ve uzaklaşır.

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِِ

Abese Suresi Arapça, Latin Harfli Okunuşu Ve Türkçe Meali

Bismillâhirrahmânirrahîm

Besmele

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…

عَبَسَ وَتَوَلَّى
Abese ve tevellee.
1. (Peygamber), yüzünü ekşitti ve geri döndü.

أَن جَاءهُ الْأَعْمَى
Encâehü’l ağmee.
2. Âmânın kendisine gelmesinden ötürü

وَمَا يُدْرِيكَ لَعَلَّهُ يَزَّكَّى
Ve mâ yüdrike leallehû yezekkee.
3. Belki o temizlenecek,

أَوْ يَذَّكَّرُ فَتَنفَعَهُ الذِّكْرَى
Ev yezzekkerû fetenefeahuz’zikrâ.
4.Yahut öğüt alacak da o öğüt ona fayda verecek.

أَمَّا مَنِ اسْتَغْنَى
Emmee menist(ea)ğnee,
5. Kendini (sana) muhtaç görmeyene gelince,

فَأَنتَ لَهُ تَصَدَّى
Feente lehû tesaddee.
6. Sen ona yöneliyorsun,

وَمَا عَلَيْكَ أَلَّا يَزَّكَّى
Ve mâ aleyke ellee yezekkee.
7. Oysa ki onun temizlenip arınmasından sen sorumlu değilsin.

وَأَمَّا مَن جَاءكَ يَسْعَى
Ve emmee men câeke yes’â,
8. Fakat koşarak sana gelen,

وَهُوَ يَخْشَى
Ve hüve ya(kh)şee,
9. Ve (Allah’tan) korkarak gelenle,

فَأَنتَ عَنْهُ تَلَهَّى
Feente anhü telehhâ.
10. Sen onunla ilgilenmiyorsun.

كَلَّا إِنَّهَا تَذْكِرَةٌ
Kellee innehee tezkirah,
11. Hayır! Şüphesiz bunlar bir öğüttür,

فَمَن شَاء ذَكَرَهُ
Femen Şâe zikrah,
12. Dileyen ondan (Kur’an’dan) öğüt alır,

فِي صُحُفٍ مُّكَرَّمَةٍ
Fî suhûfi’m-mükerrameh,
13. O, değerli sahifelerdir,

مَّرْفُوعَةٍ مُّطَهَّرَةٍ
Merfûati’m-mutahherah,
14. Tertemiz kılınmış, yüce makamlara kaldırılmış mukaddes sahifelerde,

بِأَيْدِي سَفَرَةٍ
Bieydî seferah,
15. Kâtiplerin ellerindedir,

كِرَامٍ بَرَرَةٍ
Kirâmi berarah.
16. Değerli ve güvenilir katiplerin.

قُتِلَ الْإِنسَانُ مَا أَكْفَرَهُ
Gutilel insânü mâ ekferah!
17. Kahrolası insan! Ne inkârcıdır!

مِنْ أَيِّ شَيْءٍ خَلَقَهُ
Min eyyi şey’in (kh)alegah?
18. Allah onu neden yarattı?

مِن نُّطْفَةٍ خَلَقَهُ فَقَدَّرَهُ
Min nutfetin (kh)alegahû fegadderah.
19. Bir nutfeden (spermadan) yarattı da ona şekil verdi.

ثُمَّ السَّبِيلَ يَسَّرَهُ
Sümmessebîle yesserah.
20. Sonra ona yolu kolaylaştırdı.

ثُمَّ أَمَاتَهُ فَأَقْبَرَهُ
Sümme emâtehû feegberah.
21. Sonra onun canını aldı ve kabre soktu.

ثُمَّ إِذَا شَاء أَنشَرَهُ
Sümme izâ şâe eneşerah.
22. Sonra dilediği bir vakitte onu yeniden diriltir.

كَلَّا لَمَّا يَقْضِ مَا أَمَرَهُ
Kellâ lemmâ yagdi mâ emerah.
23. Hayır! (İnsan) Allah’ın emrettiğini yapmadı.

فَلْيَنظُرِ الْإِنسَانُ إِلَى طَعَامِهِ
Felyenzüril insânu ilee taâmih!
24. İnsan, yediğine bir baksın!

أَنَّا صَبَبْنَا الْمَاء صَبّاً
Ennâ sababnel mâe sabbee,
25. Yağmurlar yağdırdık,

ثُمَّ شَقَقْنَا الْأَرْضَ شَقّاً
Sümme şegagnel arda şeggâ,
26. Sonra toprağı göz göz yardık,

فَأَنبَتْنَا فِيهَا حَبّاً
Feenbetnâ fîhâ habbee,
27. Bu suretle orada ekinler bitirdik,

وَعِنَباً وَقَضْباً
Ve ınebe ve gadbâ,
28. Üzümler, yoncalar,

وَزَيْتُوناً وَنَخْلاً
Ve zeytûnâ ve na(kh)lee,
29. Zeytinlikler, hurmalıklar,

وَحَدَائِقَ غُلْباً
Ve hadeeiga ğulbee,
30. İri ve sık ağaçlı bahçeler,

وَفَاكِهَةً وَأَبّاً
Ve feekihete ve ebbee.
31. Meyveler ve çayırlar bitirdik.

مَّتَاعاً لَّكُمْ وَلِأَنْعَامِكُمْ
Metealleküm ve lien’âmikum.
32. (Bütün bunlar) sizi ve hayvanlarınızı yararlandırmak içindir.

فَإِذَا جَاءتِ الصَّاخَّةُ
Feizee câeti’s-sa(kh)hah,
33. Kulakları sağır eden o ses geldiğinde,

يَوْمَ يَفِرُّ الْمَرْءُ مِنْ أَخِيهِ
Yevme yefirru’l-mer’u e(kh)ih.
34. İşte o gün kişi kardeşinden, kaçar.

وَأُمِّهِ وَأَبِيهِ
Ve ümmihî ve ebih,
35. Annesinden, babasından,

وَصَاحِبَتِهِ وَبَنِيهِ
Ve sâhibetihî ve benih.
36. Eşinden ve çocuklarından.

لِكُلِّ امْرِئٍ مِّنْهُمْ يَوْمَئِذٍ شَأْنٌ يُغْنِيهِ
Likullimrii’m-minhüm yevmeizin şe’nin(y) yuğnih.
37. O gün, herkesin kendine yetip artacak bir derdi vardır.

وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ مُّسْفِرَةٌ
Vucûhu’y-yevme izi’m-mesfirah.
38. O gün bir takım yüzler parıl parıl,

ضَاحِكَةٌ مُّسْتَبْشِرَةٌ
Dâhikatü’m-müstebşirah.
39. Güler ve sevinir.

وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ عَلَيْهَا غَبَرَةٌ
Ve vucûhu yevmeizin aleyhee ğaberah,
40. Yine o gün birtakım yüzleri de keder bürümüş,

تَرْهَقُهَا قَتَرَةٌ
Terheguhee gaterah.
41. Hüzünden kapkara kesilmiştir.

أُوْلَئِكَ هُمُ الْكَفَرَةُ الْفَجَرَةُ
Üleeike hümül keferatül fecerah.
42. İşte bunlar kâfirlerdir, günahkârlardır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün