Peygamberler

Peygamberimizin (s.a.v)’in Veda Hutbesi

Peygamber Efendimizin son hutbesi olan Veda Hutbesi. Ne zaman nerede okunmuştur? Bu yazımızda Veda Hutbesi tamamını okuyabilirsiniz.

Peygamber Efendimizin son hutbesi olan Veda Hutbesi. Ne zaman nerede okunmuştur? 9 Zilhicce 10 tarihinde Peygamberimiz tarafından 120 bin Müslümana hitaben okunan Veda Hutbesinin konusu ve tam metni bu yazımızda bulabilirsiniz.

Veda Hutbesi Nedir?

Veda Hutbesi Hicret’in 9. (Miladi 631) yılında Mekke’de Arafat’ta Hz. Peygamber (sav)’in bir rivayete göre 120 bin veya 124 bin Müslüman sahabiye hitaben okuduğu hutbedir.

Peygamber Efendimiz bu son hutbesinde, bundan sonra bir daha hac edemeyeceğini bildirip ölümünün yaklaştığını ima ettiği, sonraki aylar içerisinde de yaşamını yitirdiği için bu hacca Veda Haccı, konuşmaya da Veda Hutbesi adı verilmiştir.

Dinleyicilerin sayısı itibarıyla en kuvvetli hadis kabul edilmektedir. Bu hutbeyi dinleyenlerin sayısının çok olması, gelen bu haberlerin doğruluk derecesini belirtmesi açısından önemlidir. İçerik bakımından da, dünya ve ahiret hayatına dair yapılması gerekenleri bildirdiğinden dinin bir özetini oluşturmaktadır.

Veda Hutbesi; Peygamber efendimizin insanlara son mesajıdır.

Bu hutbe Hz. Muhammed s.a.v. tarafından Hicret’in 9. (Miladi 631) yılında Mekke’de Arafat’ta bir rivayete göre 120 bin veya 124 bin kişiye söylenmiştir.

Veda Hutbesi, Arafat’ta Mina’da ve tekrar Mina’da olmak üzere, arife günü, bayramın 1. ve 2. günü parçalar halinde irad edilmiştir. Farklı yerlerde irad edildiğinden, hutbenin bir araya toplanması için rivayetlerden faydalanılmış. Peygamberimizin son haccını yapmadan bir yıl önce Tevbe suresinde, müşriklerin pis olduğu ve Mescid-i Haram’a yaklaşmamaları söylendiğinden, bu hutbeyi sadece Müslümanlar dinlemiştir.

Veda hutbesi ne zaman okundu?

Hicri takvime göre, 9 Zilhicce 10 tarihinde (çeşitli kaynaklarda Miladi takvimde 6-7-8-9 Mart 632 olarak bildirilmektedir.)

Tarih olarak Hicretin 10. senesinde Sevgili Peygamberimiz hac için hazırlanıp, Medine’deki Müslümanların da hazırlanmalarını emir buyurmuştur. Medîne dışında bulunan Müslümanlara da haber göndermiş ve bu haber üzerine binlerce Müslüman Medîne’de toplanmıştır.

Peygamberimiz Zilka’de ayının 25. günü 40 bin kişilik bir kâfile ile öğle namazından sonra Medine’den hareket etti. 100 kurbanlık deve götürdü. 10 gün süren yolculuktan sonra Zilhicce ayının 4. günü Mekke’ye vardılar. Yemen’den ve diğer beldelerden hac yapmak üzere gelenlerin de katılmasıyla Müslümanların sayısı 124 bine ulaştı.

Peygamberimiz zilhiccenin 8. günü Mina’ya, 9. günü (arefe günü) Arafat’a gitti. Arafat Vadisinin ortasında öğleden sonra Kusva adlı devesinin üstünde Veda Hutbesi’ni okudu.

VEDA HUTBESİ

Ey insanlar!

Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım. “İnsanlar! bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise ,bu aylarınız nasıl mukaddes ay ise ,bu şehriniz (Mekke)nasıl bir mübarek şehir ise canlarınız, mallarınız, namuslarınızda öyle mukaddestir,her türlü tecavüzden korunmuştur.

Ashabım! Muhakkak Rabbinize kavuşacaksınız.O’da sizi yaptıklarınızdan dolayı sorguya çekecektir.Sakin benden sonra eski sapıklıklara dönmeyiniz ve birbirinizin boynunu vurmayınız!Bu vasiyetimi burada bulunanlar bulunmayanlara ulaştırsın.Olabilir ki burada bulunan kimse ,bunları daha iyi anlayan birisine ulaştırmış olur.

Ashabım! “Kimin yanında bir emanet varsa ,onu hemen sahibine versin.biliniz ki faizin her çeşidi kaldırılmıştır. Allah böyle hükmetmiştir.İlk kaldırdığım faizde Abdulmuttalibin oğlu (amcam) abbasın faizidir.lakin ana paranız size aittir.ne zulmediniz nede zulme uğrayınız.

“Ashabım! “Dikkat ediniz ,cahiliyeden kalma bütün adetler kaldırılmıştır ,ayağımın altındadır.cahiliye devrinde güdülen kan davalarda tamamen kaldırılmıştır.Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalibin torunu İlyas bin Rabia’nın kan davasıdır.

“Ey insanlar! Muhakkak ki şeytan şu toprağınızda kendisine tapınmaktan tamamen ümidini kesmiştir. Fakat siz bunun dışında ufak tefek işlerinizde ona uyarsınız bu da onu memnun edecektir.Dinimizi korumak için bunlardan da sakınınız .

“Ey insanlar!”

“Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim.Siz kadınları Allah’ın emaneti olarak aldınız ve onların namusunu kendinize Allah’ın emri ile helal kıldınız .Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınlarında sizin üzerinizde hakkı vardır. Sizin kadınlar üzerindeki hakkınız yatağınızı hiç kimseye çiğnetmemeleri, hoşlanmadığınız kimseleri izniniz olmadıkça evinize almamalarıdır. Eğer gelmesine müsaade etmediğiniz bir kimseyi evinize alırsa Allah size onları yatakların yalnız bırakmanıza ve daha olmazsa hafifçe dövüp sakındırmanıza izin vermiştir. Kadınlarında sizin üzerinizdeki hakları ,meşru örf ve adete göre yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir.

“Ey müminler! “Size iki emanet bırakıyorum ,onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız .O emanetler Allah’ın kitabı Kur’ an-ı Kerim ve Peygamberinin sünnetidir.

“Müminler! “Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz .Müslüman müslümanın kardeşidir ve böylece bütün Müslümanlar kardeştirler. Bir Müslüman kardeşinin kanıda ,malıda helal olmaz.Fakat malını gönül hoşluğu ile vermişse o başkadır.

“Ey insanlar! “

Cenab-ı Hak her hak sahibine hakkını vermiştir.Her insanın mirastan hissesi ayrılmıştır. mirasçıya vasiyet etmeye lüzum yoktur.Çocuk kimin döşeğinde doğmuş ise ona aittir.Zina eden kimse için mahrumiyet vardır.Babasından başkasına ait soy iddia eden soysuz yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan köle Allah’ın meleklerinin ve bütün insanların lanetine uğrasın.Cenab-ı hakk bu gibi insanların ne tevbelerini nede adalet ve şehadetlerini kabul eder .

“Ey insanlar! “

Rabbiniz birdir .Babanızda birdir .Hepiniz Adem’in çocuklarısınız .Adem ise topraktandır. Arabın arab olmayana arab olmayanın da arab üzerine üstünlüğü olmadığı gibi kırmızı tenlinin siyah üzerine siyahında kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur.

Üstünlük ancak takvada, Allah’tan korkmaktadır. Allah yanında en kıymetli olanınız O’ndan en çok korkanınızdır.

Azası kesik siyahi bir köle başınıza amir olarak tayin edilse sizi Allah’ın kitabı ile idare ederse onu dinleyiniz ve itaat ediniz. Suçlu kendi suçundan başkası ile suçlanamaz. Baba oğlunun suçu üzerine oğlu da babasının suçu üzerine suçlanamaz.

Dikkat ediniz! Şu dört şeyi kesinlikle yapmayacaksınız:

Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayacaksınız.

Allah’ın haram ve dokunulmaz kıldığı cani haksiz yere öldürmeyeceksiniz.

Hırsızlık yapmayacaksınız.

İnsanlar “la ilahe illallah” deyinceye kadar onlarla cihad etmek üzere emr olundum. Onlar bunu söyledikleri zaman kanlarını ve mallarını korumuş olurlar. Hesapları ise Allah’a aittir.

“İnsanlar! “

Yarın beni sizden soracaklar ne diyeceksiniz? Sahabe-i kiram hep birden şöyle dediler;

“Allah’ın elçiliğini ifa ettiniz, vazifenizi hakkıyla yerine getirdiniz,bize vasiyet ve nasihatte bulundunuz, diye şehadet ederiz”.

Bunun üzerine Resul’i Ekrem Efendimiz şehadet parmağını kaldırdı ,sonrada cemaatin üzerine çevirip indirdi ve şöyle buyurdu;

“Şahid ol Yarab! Şahid ol yarab! Şahid ol yarab!”

İlgili Diğer Konular

Nukteler.com’u Facebook’tan takip etmeyi unutmayın!

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün